Çocuklar Süt Sevmiyor mu?
Dün bir arkadaşıma çaya davetliydim. Öğleden sonra olduğu için çocukları evdeydi. Ben de giderken onların sevebileceği ‘zararsız’ ve lezzetli bir şeyler almak istedim. Ufak tefek atıştırmalık yiyeceklerin yanında marketten en sevdiğim markanın ambalajlı sütünü aldım. Bizim evde çok tüketildiği için sütü artık otomatik alıyorum hiç düşünmeden.
Evlerine gittiğimde arkadaşım torbaları boşaltırken sütleri kendime aldığımı sanınca bayağı şaşırdım. Meğer çocukları süt “sevmezmiş”. Bu aslında onun dediği tabii ama orada bir şey demeden, evde bal, kakao gibi tatlandırıcı bir şeyler olup olmadığını sordum. Kakao poşetini elime aldım ve annemin hazırladığı kakaolu sütü hazırlamaya giriştim.
Benim düşünceme göre, çocuklar bir gıdayı, bir yiyeceği sevmediğinde bu gerçek fikir değil, bir etkilenme veya zorlanma sonucu oluyor. Yani çocuğu yemesi veya içmesi için zorlarsan o çocuk o gıdayı bir daha tüketmeyebiliyor. O yüzden çocukları serbest bırakmak, sıkmamak, o gıdayı farklı türde onlara sevdirmek lazım.
Kakaolu sütlerini ve atıştırmalıklarını hazırlayınca onları çağırdım ve sütle ilgili bir hikaye uydurdum hemen. Sonuç belli; sütlerini bayılarak içtiler. Konu neyi yaptığınızdan çok nasıl yaptığınız. Pazarlamanın önemini buradan anlıyor insan. Arkadaşım şaşkın tabii.
Sohbet ettiğimizde ise çekinerek ambalajlı sütleri pek kullanmak istemediğini söyledi. Nedenini sorduğumda ise besin değeri düşük olduğunu söyledi. Bunu da araştırmadığını, tamamen kendi fikri olduğunu söyledi. Gel bakalım o zaman dedim. Dedikodu yapacağımıza, magazin konuşacağımıza bunu araştıralım dedim. 1-2 saat gezindik yerli ve yabancı sitelerde. Çıkan sonuçlar ise onu şaşırttığı kadar beni de şaşırttı zira bilmediğim bir sürü şey öğrendim. Bu vesileyle arkadaşıma da teşekkür ederim yeni şeyler öğrenmemi sağladığı için.
İlk olarak ambalajlı sütler, şu an ortalıkta gezen çiğ sütlere göre denetimli ve kontrollü olduğu için kesinlikle ama kesinlikle daha güvenli ve sağlıklıymış. Ambalajlı sütler, ısıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’ne uygun ısıl işlem geçirirler ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanan tesislerde üretilirmiş.
Isıl işlem, dünya çapında tüm sütlere uygulanan bir yöntemmiş meğer. Bunun amacı, insanlarda ciddi hastalık riski oluşturabilecek etkenlerin tamamen uzaklaştırılmasıymış. Ayrıca besleyiciliğinden ve içeriğindeki vitaminlerinden de herhangi bir kayba uğramazmış. Yani arkadaşımın fikri yanlışmış. Araştırmasak, sorgulamasak yanlış bir fikre inanmaya devam edecekti.
Bu arada aranızda çiğ süt kullanan varsa diye çok ama çok önemli bir bilgi eklemek istiyorum. Çiğ olarak tüketime sunulan açıkta satılan sütler biliyorsunuz sokakta, dükkan önlerinde, mağaza kapılarında filan satılıyor. E tabii soğuk zincir de hak getire! Bu sütlerde soğuk zincir sağlanamadığından, tüketiciye ulaşana kadar geçen taşıma sürecinde toplam bakteri yükü artıyor. Bu zararlı mikroorganizmaların uzaklaştırılması amacıyla evlerde kontrolsüz bir şekilde uzun süre kaynatılıyor ve bu yüzden vitamin-mineral kayıpları ambalajlı sütlere göre daha fazla oluyor.
Aman diyeyim her yerden süt almayın, çiğ süt almayın, denetimden geçmeyen sütü doğal sözüne kanıp eve sokmayın. Çocuklarınızı da onu sevmiyor, bunu sevmiyor diye şartlandırmayın. Sadece neyi nasıl sunacağınızı bilin ve çocuğunuza, yeni şeyler denemesi ve sevmesi için her zaman şans verin. Hepimize örnek ve ders olsun bu deneyim.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yorum Gönder
Belki birkaç kelime belki birkaç cümle.
içinden ne gelirse..
Bil ki mutlu olur bu yürek varlığını hissedince.