Kahvaltılarımızın
ve aslında diğer tüm öğünlerimizin vazgeçilmezi peynirin nasıl yapıldığını ya
da geleneksel yöntemlerle yapılsa nasıl olacağını hiç düşündünüz mü? Peki ya bu
deneyimi yerinde incelemek sonra da tadına bakma şansınız olsaydı... ? Benim oldu
da, sizlerle de paylaşayım dedim. Geçenlerde yaptığımız Gürsüt A.Ş. fabrika gezisinde tülbent içinde peynir olup süzülmesi beklenen sütleri görünce birden
aklıma düşen şu duygularla başlamak istiyorum bilgilerimi aktarmaya:
İlk gördüğüm
günü hatırlıyorum; mutfak lavabosunun musluğuna asılmış bir tülbent ve
tülbentten akan sütlerin ziyan olmaması için altına konan bir tencere. Teyzemin
yanında çalışan teyze peynir yapıyormuş meğer. Peynir böyle yapılıyormuş yani.
Çok şaşırmıştım ve tadını merak etmiştim. Demek marketlerin raflarında kutu
kutu dizilen peynirler böyle yapılıyordu. Çocuk aklımla sormuştum " Has
teyzeciğim gerçek peynir de böyle mi yapılıyor? O da kendine bir çay koyup uzun
uzun anlatmıştı "Onlar gerçek peynir değil kuzum, gerçek peynir işte bu
ninelerimizden öğrendiğimiz gibi yaptığımız peynir aslında..." diye..
Geleneksel yöntemlerle peynir
üretiyorlar.
Yıllar geçti
ve hepimiz gelişen teknoloji ile kirlenen bu düzende geleneksel yöntemlere
merak saldık. Evde süt kaynattık yoğurt yaptık annelerimiz gibi, süt kaynattık
peynir yaptık ninelerimiz gibi. Kendimiz ve çocuklarımız adına en doğru ne ise
ona yönelmeye çalıştık. Fakat zamanla gördük ki süt öyle dakikalarca kaynayan,
ev ortamında bekletilip de sonradan işleme sokulacak kadar dayanıklı bir yapıya
sahip değil. Bunu bizim için çok daha teknik olarak yapacak, içindeki yararlı
organizmaları koruyacak, ortamın sterilizasyonunu sağlayacak ve paketlemesinden
soframıza gelene kadar ki tüm evrelerine özen gösterecek bir sistem lazım. Yani
ninelerimiz gibi peynir yapacak ama bunu teknik yeterlilikte olan bir ortamda
gerçekleştirecek bir sistem.
İşte Gürsüt
Gıda'nın fabrikasını gezerken, peynirleri koca koca tülbentlerin içinden süzüp
dinlenmeye bıraktıkları o kocaman havuzlarda görünce "Tam aradığımız
yöntem ve tam da aradığımız hijyen ortamı." diye geçti içimden. Süt hava
ile temas etmeden özel bir sistem ile süt tankerlerinden fabrikaya sevk
ediliyor. Süt gereken ısıda ısıl işleme tutulup geleneksel yöntemlerle peynire
dönüştürülüyor ve soğuk zincir bozulmadan raflarda yerini alıyor. Ben de bu
döngüye şahit olma fırsatı elde ediyorum. İçimden geçen o duyguların yanında
kendimi şanslı da hissetmiştim. Soframda yediğim ürünlerin yapılış aşamasını
görmek ve içime sine sine "Doğru yoldaymışız." demek güzel bir histi.
Videomuzu çekmek için birçok emek harcayan Ailemizle Tv sahibi, kurucusu, gezen kamerası Berna'ya sonsuz teşekkürler.
Sonra firmanın Genel Müdür yardımcısı
İhsan beyden teknik bilgileri aldık onları da size olduğu gibi aktarıyorum.
*Gürsüt
AŞ'de : Taze Beyaz Peynir, Çoban Peynir, Dil, Örgü, Çeçil, Çerkez, Kaşar,
Mozzarella, Krem Peynir, Süzme-Kaymaklı-Homojenize Yoğurt, Lor, İzmir Tulum
Peyniri, Klasik İnek Peyniri üretimi yapılıyor. Hepsinden bizzat tattım ki
zaten biz ürünlerini kullanıyorduk da çeçil peyniri efsane.
*Koyun-Keçi-İnek
sütlerinin karışımı olan, olgunlaştırılmış beyaz peynir ve İzmir tulum peyniri
Çanakkale-Balıkesir’de çalıştığı anlaşmalı mandıralarda üretiliyor.
*İşletmeye
gelen tüm sütler öncelikle pastörize ediliyor.Taze Beyaz Peynir gruplarında
tamamen geleneksel yöntemler ile üretim yapılıyor. (Yerinde gördüm ama hijyen
açısından benim çekim yapmama izin verilmedi.)
*Ürünler - bir
miktarı yasal olsa bile- insan sağlığına zarar verecek kimyasallar
kullanılmamakta. Bu yüzden ürünlerin raf ömürleri az. Firma bunu bir handikap
olarak görmüyor "Sağlığınız bizim için değerlidir." diyorlar.
*Ürünler taze
tüketilmesi için sık sevkiyat yapıyorlar, ürünlerin reyonda en az sürede
beklemesi sağlanıyor. Üretimin tüm alanlarında hijyen en önemli kriterleri.
İşletmede üretimden sorumlu kişiler
de şunu ekliyor:
Peynir;
içerdiği kalsiyum, protein ve hayvansal yağlar açısından besleyicidir. Çocuk
gelişimi için de en önemli besinlerden birisidir. İçerdiği yoğun süt miktarı
açısından çocuğun ihtiyacı olan besinleri önemli ölçüde karşılar. Peynir için
olması gereken sıcaklık +2/+6 ⁰C’dir. GÜRSÜT, üretim alanından son satış
noktasına kadar bu soğuk zinciri korumaktadır. Bu şekilde ürünler besleyici
özellikleri ve nefasetini kaybetmeden tüketiciye ulaşmaktadır.
İşletmemizde 1 kg taze beyaz peynir için 5 kg, 1 kg çoban
peynir için 6 kg, 1 kg kaşar-dil-örgü-çeçil için 10 kg, 1 kg İzmir tulum peyniri
için 11 kg, 1 kg klasik beyaz peynir için 8 kg süt kullanılmaktadır.
Hayatımızın
olmazsa olmazı kalsiyumun en lezzetli halinin soframıza gelişinin öyküsü Gürsüt
AŞ.' de işte böyle. Bizi son derece steril ederek üretim kısmın soktular. Firma
yetkilileri ürünlerini pazarlayan bir çalışan yerine ürüne inanmış ve bunu
herkese aktarmaya çalışan insanlardı. Üretim aşamasının kurallar silsilesi ile
dolu olduğundan ve asla hataya mahal verilmediğini de belirtmek isterim. Beni
bu güzel deneyimi yaşamam için davet eden sevgili arkadaşım Esra'ya sonsuz teşekkürler.
Gürsüt hakkında :
İlk üretim 2002 yılında Ödemiş İşletmesi’nde yapılmış. Mart 2017’den
itibaren Tire Peynir Fabrikası’na geçen firmanın temeli 1982 yılına dayanıyor.
Firma Gürler ailesine ait. Fabrika 55.000 metre kare toplam alana sahip. Günlük
500 ton süt işleniyor.
Gürsüt iletişim
Esra Oruç iletişim
Web site: www.latigul.com
Facebook: Latigül
Twitter Latigul
İnstagram Latigul
Yorum Gönder
Belki birkaç kelime belki birkaç cümle.
içinden ne gelirse..
Bil ki mutlu olur bu yürek varlığını hissedince.