Ellerimi dizlerime kapamış ve deliler gibi ağlamaya başlamıştım. Kafamdan binlerce düşünce geçiyordu. Lina yoğun bakımdan sonra memeyi kapamayan, emerken sürekli ağlayan bir bebekti. Kısa süre sonra düzene girmişti hatta güzel bir veda yapmıştık, ama Bera, o sürekli emmek istiyordu. Ben sürekli koltuğun köşesinde kalıyor Lina'nın öz bakım işlerine yardım edemiyor ve ömür boyu böyle hiç durmadan emzireceğim sanıyordum.
İlk zamanlar sürekli dalıyor ve memede uyuya kalıyordu. Azıcık emdiği içinde uykuları kısacıktı ve ben asla dinlenemiyordum. Tüm gün emzirdiğim için memelerim süt dolmuyordu ve Bera akşam saatlerinde mememden çok da memnun kalmayarak uykuya dalıyordu. Doyamamak uykusuzluğu getiriyor, o uykusuzluk da beni çok yoruyordu. Ağlayan bir bebek değildi, keyiflice bakınıyordu ama uyuması lazımdı. O uyuyacaktı ki ben de dinlenecektim ve diğer çocuğumla ilgilenme fırsatı bulacaktım.
Lina'da başından beri meme ve mama ile büyüttüğüm için sadece anne sütü ile bebek büyütmek nasıl oluyor bilemiyordum. Ben böyle tüm gün emzirecek miydim yani? Yok! Olmazdı, böyle yürümezdi bu iş.
Çocuklarına sadece anne sütü veren arkadaşlarıma soruyordum, hatta o an odak noktam bir tek bu konu olduğu için bunaltıyordum onları. Aldığım cevap genelde aynı oluyordu "Evet, ilk zamanlar sık sık emmek isterler ve sen her talep ettiğinde emzirmelisin." İyi hoş söylüyorlardı da Bera 2,5 saat mememde durmak ve sürekli emmek istiyordu. Öyle memede uyumuyordu da, ara ara çekiyordu, ağzı hep sıkı sıkıya kapalıydı.
Mama vermeyeceğim diye inat etmiştim, başarabilirdim, herkes başarıyordu, ben neden başaramayacaktım? Yanımdaki kişilerden destek alarak Bera'yı sürekli emzirdim. Burada iki çocuk sahibi anneler beni anlayacaktır; tek çocuğunuz olsa bütün gün dayarsınız memeye, emsin dursun, bir başka çocuk sizden ilgi beklerken bunu yapmak öyle zor ki.
Lina bu süreçte çok uyumluydu, asla huzursuzluk yapmadı, yapabilirdi de, kendi başına bir şeyleri yapabilmek için uğraştı. Ben ise onu, birden büyümek zorunda olan bir çocuk gibi düşünüp vicdan yapıyordum. Günler günleri kovaladı ve bu saatlerce emme işi bir türlü bitmedi, hatta gittikçe arttı. Emzik vermeye çalışıyordum ama almıyordu. Bera'nın sarılığı arttığı dönemde ben de ona mama verdim. O gece, o da deliksiz uyudu ben de. Hatta sabah kalktığımda sabah olduğuna inanamadım.
Ben "Asla mama vermem!" diyen annelerden olmadım hiç; ama Bera' da mama vermek değil de sütüm konusunda daha ısrarcı olmak istiyordum. İlk hamileliğim ve doğumum çok travmatik olmuştu ve o zaman sağlıklı düşünememiştim.
Ona ve bana zaman tanıdım. Olaylara dışarıdan bakmaya çalıştım. Sonuçta o daha yeni doğan güçsüz ve aç bir bebekti. Bildiği tek şey emmek, ağlamak ve altına yapmaktı. Bazen ememiyor, emse bile annesinin sıcaklığını istiyordu. Bunların hepsi normaldi ama yine devreye o hain vicdan azabı giriyordu. Lina'nın da bana ihtiyacı vardı ve bir karar vermem gerekti. Kime sorsam farklı bir şey söylüyordu. En sonunda en çok sormam gereken kişiye, beni en çok tanıyan kişiye fikrini sormadığımı fark ettim. Bana "Asla mama verme." İşin ne emzir." Kolaya kaçma." Aman ver mamayı gitsin." diyecek kişilere ihtiyacım yoktu. Bana doğru yolu gösterecek birine ihtiyacım vardı. Evet bazı zaman süt yetmeyebiliyordu ama buna sığınıp hemen mamaya koşmak ne derece doğruydu?
Eşim; "Merve ben ne kadar elimden geleni yapsam da -ki cidden o harika bir baba ve harika bir yardımcı- her şeyi yaşayan sensin. Uykusuzluk, stres, iki evlat arasında paylaşılamayan anne olmak ve daha benim anlamlandırmaya çalıştığım ama belki hissettiklerinin yanından bile geçemeyeceğim duygular. Öncelikle biraz dinlenmelisin, bunu yaparken eksik olan şey uyku ise şöyle bir şey yapalım: Bera'ya sadece akşam yatarken mama ver. Mama verdiğin zaman, mama bitince emzir ve üzerine memeni sağ. İlk zamanlar mama üzeri verilen meme uyumasına yardımcı olmak için olsun. Sonra seninle süt arttırma yöntemleri konusunda başka şeyler yapalım. Zamanla mamayı azaltıp memeye doğru kaydıralım." dedi.
O dönemden sonra akşamları bir öğün Bera'ya mama vermeye başladık. Ben de beslenmemi düzene soktum ve sıvı alımlarımı takip etmeye başladım. Sonrasında Bera mamayı bıraktı ve sadece meme ile yolumuza devam ettik. Ta ki alerji ile tanışana kadar.
Gerçekten bol su içtiğinize emin misiniz?
Emziren birçok anneden mail ya da dm alıyorum. Genelde soru şu oluyor : Merve hanım sütümü arttırmak için ne yapmam gerekir, tavsiyelerinize ihtiyacım var. İlk verdiğim cevap " Bol su için." oluyor ama genelde insanlar bu cevabımı baştan savma buluyorlar. "Bol su içiyorum zaten onun dışında ne yapabilirim?" Aslında olay sadece su değil sıvı almak fakat bizler sık su içtiğimizi zannedip, günde 4-5 bardak su içiyoruz. Bu miktar özellikle yaz ayları için oldukça düşük.
Tüm annelere tavsiyem şu: 1,5 litrelik pet şişiler alın ve günde 2 pet şişe bitirmiyorsanız bol su içiyorum demeyin. Genel olarak gelen yanıt şu: Merve hanım fark ettim ki ben gerçekten çok az su içiyormuşum.
Çok sıvı tüketiyorum ama hala sütüm yeterli değil.
Süt miktarı yeterli olması için sıvı alımı önemli. Anneler genelde bebek sık acıktığı ve doymadığı için sütlerinin yeterli olmadığını düşünürler; ama gözardı edilen bir konu daha vardır ki sütün yoğunluğu, yani kalitesi. Kaliteli bir sütümüz olsun istiyorsak gıdamıza dikkat etmek çok önemli. Ben aldığım muhteşem (!) kilolarım ve ona rağmen yetmeyen bir süt ile karşılaşınca anladım ki öyle hamurları homini götürmek bir işe yaramıyor dostlar. Her gün mutlaka salatamı, pilav tarzı bir yemek, sebze yemeği ve pek tabi ki güzel bir kahvaltı yaptım.
Fırsat bulduğunuz her an uyuyun.
Bera doğduğu zaman etrafımdaki çok yardımcı insanların (!) en önemli salık verdiği konu " Aman o uyuduğu zaman sen de uyu." konusuydu. Oldu! Evimin işini, yemeğimi sen yapar diğer çocuğumu da sen bakarsın! -çok bilmiş ve bol akıl vermeyi seven dostum-
Kardeşi olduğunda Lina 4 yaşındaydı ve öğlen uykusu uyumayı bırakmıştı. Sular durulup da tüm destekçilerim evine döndüğünde bebek uyuduğu zaman "Aman kalsın evin işleri, akşama da dışarıdan yemek söyleriz,yatıp uyuyayım." deme lüksüm olmadı çünkü Lina uyanıktı ve ben o uyanıkken ömrümde bir kere bile uyumadım, uyumam da.
İki tane çocuğunuz varsa en güzeli büyüğü işlere ortak etmek. Fırsat bulduğunuz her an onunla da vakit geçirmek. Bunların hepsini yaptıktan sonra kendinize de her gün bir 15 dakika ayırmak. Eğer bir başka çocuğunuz var diye büyük çocuktan sürekli olgunluk beklemek ve ona bu yaşta fazla sorumluluk vermek gibi bir yola girerseniz o yoldan hemen dönün. Kardeşi oldu diye hayatının her alanı alt üst olmamalı. Bu sebepten ben yoruldum, ona da başkaları baksın, bebek uyuduğu zaman ben de uyuyacağım denmemeli bana göre. He çocuk o an dedesi, babası vb kişilerle oynuyor ve mutluysa bunu da değerlendirmemek akılsızlık olur. O işin başka yönü. Benim üzerinde durduğum ilk çocuğu ikinci için telef etmek.
Eşimle karar verdiğimiz yöntem tutmuştu. Ben sütümü emzirme sonrası arttırmak için sağma yöntemine gidememiştim. Bera gün içinde sık sık emdiği için sağdığımda onu diğer öğün doyuracak kadar sütüm olmuyordu ama onu gün içinde doyurmaya yetiyordu. Bu sebepten doğru beslenme ve doğru sıvı tüketimi ile mama oranını azaltmıştık.
Birçok şey yapmama rağmen şunu biliyordum ki akşam uyuyan bir bebek ve gece deliksiz uyuyan bir anne çok daha tahammüllü ve dinlenmiş oluyor bu sayede de "mutlu anne dolu meme" durumu gerçekleşiyordu. Ben dinlendiğin için sütüm artıyor arttıkça mutlu oluyordum. İlerleyen zamanlarda sütüm daha da artmaya başladı. Bera büyümeye ve güçlenmeye başladığı için emmesi düzene girdi. Ben akşamları verdiğim mama oranını azalttım ve emzirmeye başladım. Önce emziriyor sonra mama veriyordum doyduğunu anladığım an mamayı ağzından çekiyordum. Bir gün baktım ki Bera emiyor ve gazı çıkınca uyuyordu. Artık mama vermeye gerek kalmamıştı.
Yani burada mamayı sevimli göstermeye çalışmıyorum ama olurda mama vermeye başladıysanız nasıl olsa mama veriyorum diye kendinizi bırakmayın mamadan memeye dönüş yapabilirsiniz. Asla, asla diye bir şey yoktur.
Bebeğinize mamayı biberonla mı vermiştiniz, aynı sıkıntıyı yaşıyoruz :/
YanıtlaSilMerhaba
YanıtlaSilBu yaziya denk gelebildigim için o kadar memnunum ki. cunku bazen herkes bu yollardan sorunsuzca geçiyor, bir ben takılıyorum gibi geliyor insana. Yaşadığım sorun tanda bu sekilde. Bazi farklılıklar var tabi. Bana da tavsiyeleriniz olur mu acaba