Bu hafta sonu cumartesi günü birçok arkadaşımla birlikte Cevahir AVM'de "Şipşak Dünya Turu'na katıldık. Ne iyi etmişiz. Lina ve arkadaşları çok eğlendiler.

Önce Şipşak Dünya Turu yaptık. Çocuklar için ayrılan özel alanda çeşitli ülkelerin mizansenlerini yapıp o ülkeler ile simgeleşen şeyleri aktivite olarak hazırlamışlar.

Lina İtalya bölümünde oyun hamurundan pizza yaparak koyuldu işe, daha sonra Paris bölümünde Mona Lisa resimlerini boyadı.


İngiltere bölümünde futbol, Mısır bölümünde çizgi film seyretme, Brezilya bölümünde samba yapma gibi birçok aktivite var. 


Çocuklar öyle hareketliydiler ki onları net çekebilmek mümkün olmadı. 

Sonrasında Okafe'nin harika ortamında bibirinden lezzetli şeyler yedik. Güleryüzlü çalışanları ve hızlı hizmeti ile lezzet de birleşince Okafe tavsiye edebileceğim harika bir mekan. Mekanın insanın içini ısıtan atmosferinin de bunda payı büyük. 




Cevahir AVM sürprizi sona bırakmış. 16.000 metrekare alan üzerine kurulmuş 4 katlı oyun alanı Fublab Cevahir AVM'nin en müthiş kısmı. Her yaştan birey için oyun kısmı bulunan bu büyük eğlence adası zamanın nasıl geçtiğini anlamadan ailecek vakit geçirebileceğiniz bir ortama sahip. 




Cevahir AVM'de 8 şubata kadar devam edecek olan  "Şipşak Dünya Turu'na" katılmak için avm içerisindeki herhangi bir yerden yapacağınız 50 TL'lik alışverişin fişini göstermeniz yeterli. (12:00-19:00) saatleri arasında) 

Gelmişken Fublab'e uğrayıp eğlence adasında çoşmayı ve sonrasında Okafe'de yorgunluk atmayı unutmayın. 

Etkinlik detaylarını sosyal medyadan #cevahirdedünyaturu etiketi ile takip edebilirsiniz. 






Merhaba,

Sivil hayata alışmaya çalışıyorum. Ne yalan söyleyeyim işteyken çok daha dinleniyordum. Şu iki hafta boyunca bir gün evde olmadım. Son iki aya girmek üzereyim. Hareketlerim kısıtlanmaya başladı. Akşam çok yediysem yardım almadan arabadan inmek ve yardım almadan koltuktan kalkmak zor olabiliyor. Bunda sağ tarafımda sinsi sinsi bekleyen kistin de etkisi büyük.

Geçen hafta söz verdiğim gibi anneler için alınması gereken, hayat kurtaran ya da "İyi ki almışım" diyecekleri ürünleri yazdım. Bunu yaparken kendi fikirlerime fikir katmak için de başka annelere de sordum.

İşte bir hamilenin listesinde olması gerekenler ya da aldığı zaman hayatını kolaylaştıran şeyler:

Mutlaka alınacaklar;
• 0-3 ay (56 cm) ya da 3-6 ay (64 cm) için, mümkünse güvenli tekstil ürünü, organik ya da %100 pamuklu iç giyim eşyaları. Mevsimine göre, uzun kollu ya da kısa kollu. Alt olarak da belini sıkmayacak ve patikli ürünler. Kadife ise içi polarlı olmayan ürünler.

Not: 0-3 ay çok almayın bebekler birden büyüyorlar ve elinizde kalıyor. O, 700 parçalı 'hastane çıkışı' adı altında satılan şeylerden de bir adet yeterli.

• 0-3 ay ve 3-6 ay için dış giyim eşyaları. Yine mevsimine göre: Uzun kollu ya da kısa kollu sentetik olmayan %100 pamuktan yapılmış üstler ve kolaylık olsun diye -kış mevsimi ise- patikli altlar. Üstlerin kenarında, omuz üstünde çıt çıt olanları daha iyi oluyor. Sırt bölgesinde çıt çıt bebeği rahatsız edebiliyor. Beli kalın penyeden yapılmış lastikli altlar çok kullanışlı. Bunun yanında 0-3 aylık dönemde hayat kurtaran bebek eşyası patikli ya da patiksiz önden çıtçıtlı tulumlar. Tulum alırken gizli çıtçıt olmasına ve çıt çıt aralarına dikkat edin. Bazı modellerde aralıklar çok fazla ve çocuğun bedeni gözükebiliyor. Bu da kış ise üşüme sebebi.

• Şapka, eldiven, çorap, gibi aksesuarlar ve mevsime göre gerekli ise kaliteli tekstilden üretilmiş astronotlar çok faydalı.

• Bebeğinizin yaşına uygun ve kaliteli bebek bezi, pişik kremi ve ıslak mendil:Aslında uzmanlar tarafından da salık verilen bebeğin altının yıkanması. En sağlıklı alt temizleme şekli bu. Yoksa su ve pamuk, yoksa saf pamuk ve sudan oluşan ıslak mendiller.

Peki ille de ıslak mendil hayatımızda oluyor, iyisi nasıl olmalı derseniz: Parfümsüz, paraben içermeyen, bispenol A (BPA) olmayan, fitalat (phthalat) bulunmayan, sabun içermeyen, sodyum sulfat türleri (SLS, SLES) içermeyen,alkol olmayan, boya barındırmayan ve anti alerjik ıslak mendiller kullanılabilir.

• Temizlik ürünleri ve aksesuarları: Şampuan ve yan ürünler hipoalerjenik olmalı, içinde sabun miktarı çok düşük olmalı, parfümsüz ve parabensiz olmalı, ph değeri 7,5 yani nötr olmalı, göz yakmayanlar tercih edilmeli, disodyum EDTA barındırmamalı.

Bebeğe alınacak küvet, yıkama süngeri gibi ürünlerin de sağlığa zararlı madde içermemesi elzem. Bu arada küvetin kenarlarına takılan ve çocuğun su ile temasını önleyen bazı fileler var. Bebek suya temas etmeyince üşüyor haberiniz olsun. Sivri uçlu maşrapa yerine önü silikon destekli bebeğin alnına dayadığınızda yüzüne su gelmesini engelleyen maşrapalardan kullanın. Alt açma bezi de çok gerekli bir şey. Kullan at olanları tercih etmek en iyisi öbür türlü yıkamakla uğraşılmaz.

• Bebek arabası:
- Öncelik güvenli olmalı.
- Çok hafif ya da çok ağır olmamalı.
- Kış için koruyucusu olmalı.
- Kumaş malzemesi terletecek cinsten olmamalı.
- Kolu öne ve arakaya ayarlanmalı.
- Kolay açılıp kapanmalı.
- Fren sistemi olmalı.
- Sepeti olmalı.
- Parçası kolay bulunabilen bir marka olmalı.
- Kolay temizlenebilen bir araba olmalı, mümkünse aparat kılıfları çıkarıp yıkanabilmeli.
- Ortalama bir renk alın ki ikinci çocuğunuz da kullansın.

• Süt sağma makinesi: Motor gücü kuvvetli, bpa içermeyen, taşınması ve yıkanması kolay bir ürün olmalı. Mutlaka şarjla ve pille çalışması elzem. Seyyar olarak kullanamamak çok bağlayıcı oluyor.

Bunun yanında sağılan sütleri koymak için süt sağma poşetleri almak gerekiyor. Süt sağma poşetleri mutlaka ileri kalitede olmalı. Kalitesiz bir malzeme içinde dünyanın en iyi sütünü de saklasanız bir anlamı yok.

 Göğüs bakımı için malzemeler: Göğüs bakımı çok önemli, bu yüzden mutlaka emzirmeye uygun sutyen kullanmak şart. Aynı zamanda akan sütün sütyene bulaşmaması için kaliteli bir göğüs pedi alınmalı. Göğüs uçlarının acısını almak için bebek emse bile zararı olmayan, lanolin içeren kremleri mutlaka edinin. Aynı zamanda göğüs ucunun hava almasını sağlayan ve tahriş azaltan bir diğer seçenek de göğüs kalkanı. Benim ilk emzirme deneyimimde hayatımı kurtardı.

• Çocuk için yardımcı malzemeler:


Hamilelik günlüğü yazılarım için ve yazının devamını okumak için buraya tık tık 

Bu hafta itibari ile işten ayrıldım. Zaten geçen hafta ki yazımda da yazdığım gibi bir depresyon hali çökmüştü üzerime. Lina’yı 2 yaşında kadar kendim baktım bu sebepten diğer evladımı da kendim büyütebilmek adına işten ayrıldım. Döner miyim bilmiyorum.

Ayrılmaktaki bir diğer amacım da tabi ki dinlenmek, yeni hayata kendimi bedensel ve psikolojik olarak hazırlamaktı. İzne çıkmadan önce birçok plan yapmıştım. Ama kader bana gülüyormuş meğer ben plan yaparken.

Günlük planım şöyleydi: Öğlen Lina’yı okula bırakacaktım, oradan çam ormanına yürüyüşe gidecektim ve eve gelip, koltuğa uzanıp bol bol kitap okuyacaktım. Geçen şu bir hafta da bir kez bile bunları yapamadım.

Evde olunca hayat o kadar kolay değil ve bir başka çocuğunuz daha varsa dinlenmek söz konusu olmuyor. Hatta “İş yerinde daha güzel dinleniyordum.” diyorsunuz. Öğlen ne zaman oldu, ben eve ne zaman geldim ve akşam ne zaman oldu anlamıyorum bile. Daha sivil hayata alışabilmiş değilim.

Bu arada doğuma az kala doktorumdan da fırçayı yemiş bulunuyorum. Siz de benim gibi ilaçlarınızı keyfe keder içiyorsanız yandınız demektir. İlaç içmeyi hiç sevmiyorum ama doktoruma bu ara hamilelik hüznü ile karşı karşıyım dediğimde “İlaçlarını biraz daha içme de lohusa depresyonu da yaşarsın.” dedi. Sezaryen doğum yapacağım için ve kan kaybı olacağı için özellikle demir ilacıma çok önem vermemi söyledi.

Peki, hamilelikte vitamin alımını bu kadar elzem yapan şey nedir?

Gebelikte demir kullanımı:

Eksik demir rezervi erken .....


Hamilelik günlüğü yazılarım için ve yazının devamını okumak için buraya tık tık 

Anneysen.com Yenilendi!



 

Alanında lider ve ödüllü, anne ve anne adaylarına özel bilgi ve paylaşım platformu anneysen.com, altyapısı ve tasarımını tamamen yenilendi.

 

2 girişimci anne Aylin Çakır ve Pınar Şimşek ortaklığıyla 2010yılında kurulan anneysen.com "Anneliği Kolaylaştırıyoruz" diyorve tüm anne ve anne adaylarını anneysen.com'a davet ediyor.

 

Hamileyseniz veya anneyseniz, siteyi ziyaret edebilir ve ücretsiz üye olarak pek çok hizmetten faydalanabilirsiniz. Anneysen.com'un özellikleri ve sunduğu hizmetler neler diyecek olursanız:  

 

Hafta hafta hamilelik takibindenay ay bebek gelişimitakibine, bebek isimleri anlam ve analizinden yemek tariflerineuzman makalelerinden blog yazılarınayüzbinlerce içeriğe ulaşma
Ücretsiz üye olarak diğer annelere ve uzmanlara soru sorma, üye gruplarında yazışma, fotoğraf albümleri oluşturma ve yazı yazma
Marka ve firmaların tanıtım ve reklam çalışmaları için oluşturulan, Anneysen.com Çarşı ile Hamile ve Anne Hizmetleri, Sağlık Merkezleri ve Uzmanlar, Doğum Fotoğrafçısı, Hamile ve Anne Giyim, Online Ticaret gibi 15 farklı kategorideki firmalara ve özel fırsatlara ulaşma
Videolar bölümünde hamilelik, bebek bakımı gibi pek çok konuda uzman videosunu izleme
Site içi bildirimler ile soru, yazışma ve paylaşımlara yapılan cevap, beğen ve yorumlara kolayca erişme  
Akıllı site içi arama fonksiyonu ile içerik tipine göre arama yapma
Zaman Tüneli yapısında site içerisinde üretilen tüm içeriklere kolay erişme

 

Uzman, blog yazarı olarak anneysen'e katılmak veya markanızın tanıtımı ile ilgili anneysen'de yer almak istersenizbilgi@anneysen.com adresine başvurabilirsiniz.

 

Hamileyseniz veya anneyseniz, yeni bölümler, özellikler ve yepyeni tasarıma sahip anneysen.com'a üye olmak için tıklayın. Her türlü öneri, istek ve yorumunuz için site kurucularınapinarsimsek@anneysen.com ve aylincakir@anneysen.comadreslerinden ulaşabilirsiniz.


BEBEK TAŞIMANIN ABC’Sİ


Bir bebeği kanguruda, slingde taşımak ne kadar karmaşık olabilir ki? Bir mağazaya girer, bildik bir markayı alır ve çıkarsınız. Değil mi?
Böyle yaparsanız muhtemelen bir süre sonra sırtınızın ve belinizin çeşitli noktalarında dayanılmaz ağrılar yaşar; size o markayı öneren satıcının kulaklarını çınlata çınlata, bir dünya para verip aldığınız o ürünü bir kenara fırlatır; dar kaldırımlarda-yine başka bir satıcının sattığı-kocaman tekerlekli bebek arabasıyla mücadele vermeye devam edersiniz. Bunu yapmayın. Her işin bir ilmi vardır, her işi bilenine danışmalı.
Gelin tanışalım. Ben, bebek taşımanın ilmini bilen iki çocuk annesi bir girişimciyim. "Hangi kanguruyu almalı, sling nasıl bağlanır?" sorularının muhatabıyım.
Afrikalı kabilelerde bebeklerin hiç gaz/kolik sorunu yaşamadığını fark eden uzmanlar bunun sebebini araştırmış ve bulmuş: Çünkü bebeklerini doğduktan sonra birkaç ay boyunca üstlerinde taşıyorlarmış. Haliyle bebekler hem anne memesine yakın durduklarından ihtiyaç duyduklarında memeden besleniyor hem de anne teniyle temas ettikleri için güvende oluyorlar ve bu yüzden çok az ağlıyorlar. Üstelik sanılanın aksine çok daha erken bağımsızlıklarını kazanıyormuş. Bunu fark eden Batılı uzmanların öncülüğünde yeni bir akım başladı:Babywearing.

İşin psikolojik yanı, apayrı bir yazının konusu. Bu yazının ana konusu ise bebek taşımanın tıbbi detayları.
Mağazadan aldığınız alelade bir ürün kuvvetle muhtemel bebeği askıya alan, bebeğin bacaklarını aşağı sarkıtan, pamuklu olmayan bir malzemeden üretilen, omuz askıları zayıf bir Çin işkencesi metodu olacaktır. Peki bebeğinizin omurga sağlığı için nasıl bir ürün almalısınız?
- Sırt kavisi korunmalı: Yenidoğan bebeğinizi, herhangi bir taşıyıcı olmaksızın kucakladığınızda, bebeğiniz otomatik olarak cenin pozisyonu alır. Bu pozisyonda bacaklar, popo altında birleşir ve sırt C şeklini alır. Doğru taşıyıcıda da yenidoğan bebeğiniz işte bu pozisyonu korumalıdır. Artık süpermarketlerde bile satılan o kötü kanguruların kullanım kılavuzunda 0+ ibaresi vardır ve derler ki "yenidoğan bebeğinizin bacaklarını ayırıp aşağı sarkıtın, olmaz bir şeycik". Aman haa. Sakın.


- Bacaklar ayrık olmalı: Bebeğinizin dünya üzerindeki ilk 3 ayı kendini anne karnında farz etmekle geçer. Bu yüzden genelde anne karnındaki gibi pozisyonlarda taşınmayı sever. 3.aydan sonra ise artık dış dünyaya daha faza ilgi duymaya başlar ve taşıma şekli de değişir. Bebeğiniz artık bacaklarını açmaya hazırdır. Bacaklarını açmaktan kastım yine marketlerde satılan kötü kangurulardaki gibi aşağı doğru sarkacak şekilde değil. Bebeğin bacakları neredeyse 180 derece ayrık ve ebeveynin kalçasına dolanacak şekilde olmalı. Bebeğinizin bacak arası dar bir kanguruda taşıyorsanız femur başının yerinden çıkmasına ve kalça çıkığına yol açabilirsiniz. Bunu ben söylemiyorum, ABD kalça çıkığı enstitüsü söylüyor.

- Dışa dönük taşınmamalı: En sık yapılan hata işte bu. Dışa dönük taşındığı zaman bebeklerin sırt kavisi kaybolur. Omurga C şeklinde değil dimdik olur. Oysa doğal kavis C şeklindedir ve bebeği haddinden fazla yormuş olursunuz. İşin bir de nörolojik kısmı var. Çoğu slingde ve kanguruda bu pozisyonda taşımak mümkün olsa da önerilmez. Neden?
* Yüzü dışarı dönük bebek fazla uyarana maruz kalır, daha zor uyur, daha fazla yorulur. Arabaların sesi, ışıklar, etraftan gelen geçen insanlar birkaç aylık bebek için çok fazla uyaran anlamına geliyor.
* Sırtı anneye babaya dayalı şekilde, yani yüzü dışarı dönük taşınan bebeğin omurgası ve boynu desteksiz kalır. Dışa dönükken, omurgasının doğal kıvrımına aykırı bir şekilde taşınır.
* Uykusu gelirse boynunu destekleyecek bir kısım yoktur. Dışa dönük taşınırken uykusu gelen bebek, boynunu yamuk şekilde eğer ve kotu bir pozisyonda uyur. Tüm bunlar da bebeğin sağlıksız şekilde taşınmasına yol açar.
* Birkaç aylık bebeğimi ütfen dışa dönük de taşımayalım. Pek çok anne, bebeğin dışa bakmadığı zaman sıkılacağı iddiasındadır. Oysa bebek, kafasını rahatça çevirerek etrafı izleyebilir. 6.aydan sonra da bebeği sırtınızda taşıyabilirsiniz. Ya da bebeğinizi başka şekilde sakinleştirip slinge alıştırabilirsiniz.
Sling çeşitleri:

Halka Sling

Wrap Sling
Sevgili Hülya, sıkı sardığı için ve çok daha yakın temas sağlaması sebebi ile yenidoğana en uygunu Wrap Sling diyor.


Peki bu ürünleri nereden edinebilirsiniz?Türkiye'de babywearingle ilgili en geniş kapsamlı ürünlerin olduğu tuniko.com doğru adres. Bütçenize, bebeğin ayına ve kullanım süresine göre en doğru taşıyıcıyı almanıza yardım ediyorum.

Konu hakkındaki sıkça sorulan sorulara yanıt almak isterseniz de buraya tık tık 

     

Geçen gün Instagram'da rastladım. Size yeni keşfettiğim bir üründen bahsetmek istiyorum. Ürünün adı Scholl Velvet Smooth Express Pedi

 Elektronik ayak törpüsü olarak geçiyor. İnternette araştırmaya başladım ve harika yorumlar okudum. Hatta bu ürün için güzellik ürünleri satan mağazalarda kuyruklar olduğunu gördüm.

Güzelliğime önem veren biri olarak, ayak güzelliği de benim için çok önemli, bu yüzden bu ürün oldukça ilgimi çekti. Scholl Velvet Smooth Express Pedi daha ilk dokunuşta ayaklardaki sertleşmiş deriyi yok ediyormuş.

Kullanımı da bir o kadar kolaymış! Edindiğim bilgilere göre; ucundaki özel döner başlık 360 derece dönebiliyor. Ayağınız kuru iken uyguluyorsunuz ve ayağınızın her noktasına kolayca ulaşıp, ayaklarınızı ve özellikle topuklarınızı, sertleşmiş deriden bir dokunuşta arındırıyor. Üstelik çok da güvenli. Scholl Velvet Smooth Express Pedi fazla bastırıldığında kendisini otomatik olarak durduruyor.


Ayak bakımı için artık evinizde kendinize birkaç dakika ayırmanız yeterli. Sonrasında ayağınızda kadife yumuşaklığı sizleri bekliyor. Siz de her adımınızda kendinizi güzel hissetmek istiyorsanız, Scholl Velvet Smooth Express Pedi’yi mutlaka denemelisiniz.

Detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

VESTEL HIZLI 8814 TT Çamaşır Makinesi diğerlerine fark atıyor.

Çamaşır makinesi alırken hangi marka ve modeli seçeceğimizi şaşırıyoruz. İnsan birçok programa sahip olan bir makine istiyor ama bunların açıklaması öyle kafa karıştırıcı oluyor ki sonunda kendini ucuz olanı alırken buluyor. Mesela benim  en çok önemsediğim kullandığım makinenin  su ve elektrik tasarrufu sağlaması. Malum su sıkıntısı çektiğimiz bir dönemdeyiz. Bu sebeple Vestel’in yeni HIZLI 8814 TT çamaşır makinesi dikkatimi çekti.


Vestel City’de inovatif teknoloji ile tasarlanan bu yeni nesil makine, su ve elektrik konusunda ciddi tasarruf sağlıyor. Nasıl yapıyor derseniz şöyle: Mesela bildiğimiz çamaşır makineleri suyu kazana alıp programlanan sıcaklığa kazanda getirirken VESTEL HIZLI 8814 TT çamaşır makinesi Pyrojet teknolojisi sayesinde suyu ısıtıp kazana alıyor. Bu sayede suyu kazan içinde yavaşça ısıtan makinelere göre ısı ve enerji tasarrufu çok daha fazla oluyor. Bunu yapabilmek için makine içinde Pyrojet haznesi var. Su burada hızlıca programlanan sıcaklığa erişiyor ve kazana sıcak halde ulaşıyor. Bu teknolojinin başarısı Alman Elektrik, Elektronik ve Bilişim Teknolojileri kurumu tarafından VDE* onayı ile kanıtlanmış.

Bu özelliğinin yanında benim en çok aradığım ikinci özellik de alerji konusunda bir programa sahip olup olmadığı. Kızım ciddi derecede alerjik bir bünyeye sahip olduğu için biz alerjiden çok çekmiştik. Şimdi bunu önlemeye yönelik programları olan makineler olması ne harika. Vestel Çamaşır Makinesinde bu özellik son derece ileri bir teknoloji ile tasarlanmış. Alerji Uzmanı Programı**  7 alerjen ve 4 bakteri üzerinde etkili olan Türkiye’deki ilk program.

Ayrıca iki önemli unsur daha var. Özellikle çocuklu anneler için hayat kurtaran sessiz çalışma ve kısa programlar. Makine fırçasız motoru sayesinde yıkama ve sıkma arasındaki ses farkını azaltıyor aynı zamanda Türkiye’nin en hızlı çamaşır yıkama programı da bu makinede. 12 dakika gibi kısa bir sürece 2 kg ‘ya kadar olan çamaşırlarınızı yıkayabiliyor. Detaylı bilgi için rekortmen çamaşır makinesi adresini ziyaret edebilirsiniz.

Benim en çok önemsediklerim bunlar. Genel olarak bakılırsa,

  • Tasarruf zamanına göre makine çalıştıran Eco Time modu
  • Sık kullanılan programları hafızaya alan Favori program modu
  • İstediğiniz zaman makineyi çalıştırmanızı ve bitirmenizi sağlayan Finish time modu

Ve bunun yanında efektif kullanım sağlayan bir çok ekstra mod ile makine gerçekten diğerlerine fark atıyor.



**7 alerjen ve 4 bakteriye karşı temizlik sağladığı, Allergy UK tarafından test edilmiştir. Allergy UK, İngilteredeki 21milyon alerjik hastaya yardım için kurulan ve İngiliz Allergy Vakfı’nın faaliyetlerini gerçekleştiren bir kuruluştur. Detaylı bilgi için: www.allergyuk.org

MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.