internet bağımlısı |
İtiraf etmeliyim ki ben bir "internet bağımlısıyım" ya da öyleydim diyeyim. Bu yazı bir öz eleştiri yazısı bu sebeple kimseyi yermek ya da itham etmek adına yazılmadı. Ama kendine pay çıkarıp benim gibi yapmak isteyen olursa ne ala.
Gelişen teknolojide akıllı telefonlar sayesinde internet artık her daim yanımızda. Birçok insan internet paketi olan telefon kullanıyor, sosyal medyaya var oluyor ama sürekli bakmak, sürekli paylaşma isteği ya da sırf var olan takipçi için yaşama istediği gibi acayip haller doğunca işin rengi değişiyor.
telefona dalmış ve çocuk pusete bağlı değil |
acı gerçekler |
Wikipedia'da internet bağımlılığından şöyle bahsetmiş:
Asıl sorulması gereken İnternet kullanımının iş yirimi, evlilik sorunları, depresyon, içe kapanma ve kaygı gibi ciddi sorunlara yol açıp açmadığıdır. Proctor Hastanesi'nden Dr. Zehr İnternet bağımlılığı sınırını İnternet kullanımının kişinin denetiminden çıktığı nokta olarak kabul ediyor. Dr. Cash ve diğer terapistler bilgisayar oyunları ve anlık iletiler nedeniyle eskiye oranla daha fazla sayıda gencin karşılarına bağımlı olarak çıktığını söylüyorlar. Bu kişilerde ilgi eksikliği ve sosyal beceri bozukluğu sorunları gözleniyor.Ve bir başka uzman da işin tedavi kısmını şöyle açıklamış:
Psikolog Esra Başöz: Bağımlılığın tedavisinde kişinin farkındalığı ilk aşamayı oluşturuyor. Başöz’ün tam bu noktada söyledikleri, internetin kişiyi içine alan nasıl bir girdap olduğunun bariz kanıtı. Şöyle ki, genelde kliniğe internet bağımlılarının kendileri başvurmuyor, onları bu durumdan rahatsız olan yakınları getiriyormuş. Yani kişi kendisi yaşadığı durumu fark etmeyecek kadar içine dalıyor sanal dünyanın. Bu sebeple uzmanlar, öncelikle kişinin kendisine ve çevresine nasıl zarar verdiği konusunda farkındalık kazanması için çalışıyor. Ardından kişiye interneti bırakması konusunda bilgilendirme yapılarak, ona motivasyon vermeye çalışılıyor. Sonra ise karar süreci geliyor. Kişinin bu yola girecekse karar vermesi ve adım atmaya hazır hale gelmesi bekleniyor. Zaman içinde bireyin durumuna göre davranış değişiklikleri oluşturmaya çalıştıklarını söylüyor.
Yaşanılan her güzel anda sürekli bir şeyleri paylaşma derdi ile olan kişi ana konsantre olamıyor, şimdiye odaklanamıyor. Zaman geçtikçe bu bir kısır döngüye dönüşüyor ve artık yerini bağımlılığa bırakıyor. Farkında olmadan içimize sinsice işlenmiş bu duygu zaman zaman "Dur whatsapp'a bir şey yazdılar bir bakayım, dur twitter'da bildirim var bir göz atayım, e girmişken zaman akışına bir bakmak lazım, e instagram'da bir şey sordular onu da yanıtlayayım, ay hep birlikte bir selfie çekelim, kızım gel oğlum dur,ay çantam gözükmedi, ay saçım olmadı, dur şu resmi iki dakika paylaşacağım ama bir filtre koymam lazım, e resmin üzerine afilli bir yazı gerek onun için ayrı programa gireyim, dur vallahi iki dakikada paylaşıp çıkacağım " derken bir bakmışız ki elimizde sürekli telefon iki saniyelik bir şeyi paylaşmak için başında bir saat geçirmişiz;o sırada çocuğumuz tek başına oynamış,eşimiz sıkıntıdan patlamış vs vs...
bazen hepimiz bu halde oluyoruz |
Olası bu gibi durumları yaşamadım diyemem, sürekli yaşadığım -hatta kendi kendine öz eleştiri yapabilecek olan varsa hodri meydan- sürekli yaşadığımız şey. Karşınızdaki insanlar da sosyal medya kullanıyorsa zaten bir süre sonra birlikte aynı mekanda olsanız da kopuk bir ilişkiniz oluyor yukarıdaki resim hepinize tanıdık gelmiştir. Eğer sosyal medya kullanmayan biri ile yan yana iseniz karşısında elinde sürekli telefon olan bir insan, zamanla,aşırı sinir bozucu olabiliyor. Peki karşınızda sizden ilgi bekleyen tam anlamı ile ne yaptığınıza vakıf olamayan ve o an sadece "Benimle ilgilenmiyor! mesajı alan bir minik varsa?
İnanın yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Sanal alem için yaşayan biri değilim yani yaşadığım anı sanal ortamda daha fazla like alsın diye kurgulamıyorum ama sanal alemde paylaşım yapmayı seven biriyim. Bunun yanında aman ona da bakayım buna da bakayım derken zamanımı haddinden fazla boşa harcadığımı fark eden ve buna "dur" demek isteyen biri.
Bana son derece saygılı ve sevgi dolu, her konuda destek olan bir eşim ve dünyalar güzeli bir evladım var. Bugün olan, ve evet güzel dostluklar da kazandığım bu dünyayı düşündüğümde onlar hangisinin yerini alabilir. Hiçbirinin. Nokta.
Zaman zaman kızımla/oğlumla sürekli oyun oynuyoruz yinede konsantre değil. Dikkat çekmek için türlü yaramazlığı yapıyor asla baş edemiyorum. Anlam veremediğim bir asabiyeti var asla oyun oynanmıyor. Oyun oynamaya başladığımız an oyunu bozup gidiyor." vb şeylerden yakınıyorsanız şapkanızı önünüze koyma zamanı geldi dostlar.
Çünkü elimizde ,yanımızda,yöremizde sürekli whats app bildirimi gelen ya da sesi kısık olsa da ışığı yanan bir telefon olunca, nadirde olsa gözümüz ona kayınca, o çocuk direkt olarak "ben önemsizim" mesajı alıyor. Oyun oynamıyor, dikkat çekmek için yaramazlık yapıyor, oyunu hemen bozup sizin sabrınızı ve sınırınızı deniyor ki çocuklar sürekli dener ; bir süre sonra içinden çıkılmaz bir halde siz çocuğunuzun sürekli huzursuz olduğunuzdan bahsedip çareyi sosyal medyada dert yanmakta ve çözüm aramakta buluyorsunuz. Yine yeniden elimizde telefon ile internet alemine dalmak için fırsat çıkmış oluyor. Ama bir dakika, bu sefer "Elinden şu telefonu bırak!" diyen eşinize ya da çocuğunuza yapacak bir savunmanız var. "Ben bir araştırma yapıyorum, lak lak yapmıyorum!"
Kendimi kandırmaya başlamıştım ya da kendimizi kandırmayalım. Aslında her şeyin kilit noktasında mutlak sevgi ve salt ilgi yatıyor. Çocukla, sadece onunla mutlu olmak adına oynanmış ve hiçbir uyaranın araya girmediği bir oyun sihirli değnek gibidir bilir misiniz?
İşte ben paylaşmayı seven bir insan olarak bu ara şapkamı önüme koydum. Çağın getirdiği şeyler ya da bu blogger dünyası vs ne derseniz deyin işte paylaşmayı sevdiriyor ve dozunda olursa bence keyifli. Hayatımdan tamamen çıkarmak yerine hayatımda sınırlı bir yerde olması adına mücadele ediyorum.
Benim işten gelmemi dört gözle bekleyen kızımdan, bizden başka bir şey düşünmeyen eşimden ya da ileride ailemize katılacak oğlumdan 10 dakika bile olsa çalma lüksüm yok. Onlarla iken sadece onlarla olmak gerekirse bir an resim çekim telefonu yerine bırakmak ve anı birlikte paylaşmak yapmam gereken şey.
Bu sebepten internet kullanımına kısıtlama getirmeye karar verdiğim andan beri eve gelince telin sesini kapıyor ve uzak bir köşeye bırakıyordum. Zaman zaman müsait olduğum, kendime ayırdığım anlarda tabi ki girerim ama ailemin bir dakikasından bile çalmamaya karar verdim.
Bu aralar Murphy okuyorum ve bir şeyi değiştirmek istersem önemli olanın kendi iradem olduğunu farkındayım.O yüzden artık telefonumun sesi açık ve yatak odasında duruyor zaman zaman Lina "Anne telefonun çalıyor!" diyor ama ben "Olsun kızım şimdi oyun oynuyoruz." diyebiliyorum.
Ne demiştim: Sadece ona özel olduğunu hissettiren ve uyaranlarla bölünmeyen oyunlar sihir gibidir.Biz meyvelerini topluyoruz ,zaten uyumluyduk ama şimdi daha uyumlu bir anne/kız olduk.
Bu arada rol model olmak ve internet bağımlısı çocuk yetiştirme tohumlarını ektiğimiz konusuna değinmiyorum bile. O başlı başına bir yazı konusu.
Yeteri kadar kullanılan sosyal medyalı günler dilerim.
Sevgili ailem sizleri çok ama çok seviyorum...
Size kesinlikle katılıyorum, en güzeli bence de eve girince telefonu uzak bir noktaya bırakmak, ben de oğluma, eşime haksızlık yaptığımı düşünüp böyle yapmaya karar verdim. Tabiki de bağımlı olduğum bir gerçek :)
YanıtlaSilSonuna kadar katılıyorum..bu sıra benimde aldığım en büyük kararlardan biri önce ailem sonra sanal ailem :) sevgiler..
YanıtlaSilUfak bir bağımlıda benim galiba, neyse ki önemli bir işim olduğunda ya da uzaklaşmam gerektiğinde uzaklaşabiliyorum.. Dozunu ayarlayabilmek gerçekten çok önemli..
YanıtlaSilTek kelime ile müthiş... Sizi takdir ettim, örnek aldım. Teşekkürler.
YanıtlaSilÇok çok güzel anlatmışsınız. Evet malesef bunu ben de yapıyorum önceleri bahanem iş'ti. Sonra sosyal medya oldu. Sosyal medya olmadığında "dur bak şu anı anneannenlere göndereyim. dur ama bak bunu senin için yapıyorum" falan.. Bigün gerçekten dank etti. çocuk benimle oyun oynarken birden benimle oynamayı bırakıp telefonumu alıp dakikalarca elinden bırakmayınca bende şimşekler çaktı. Ben de aynı şeyi yapıyordum. Neyse ki hepimiz insanız. Hatalarımızdan ders çıkarabildiğimiz zaman bu affedilebilir. Buna inanıyorum. Aklınıza ve yüreğinize sağlık. İnşallah iyi anneler olacağız. :) Sevgiler.
YanıtlaSil