Sıklıkla Yalova'ya gidiyoruz.Babaannemiz orada olduğu için
giderken de feribota biniyoruz.Geçenlerde bir bebek vizir vizir ağlıyor bir
şeyler istiyor ,ama nasıl hiç durmuyor..Ben gayet sakin, kitap okuyorum.Sonra
eski hallerimi düşündüm acımasızca eleştirdiğim anneleri,eskiden olsa "Ya
çocuğunu bir türlü susturamadı bu kadın !" diye söylendiğim
zamanlarımı.Çocuk gerçekten değiştiriyor insanları,algı yönü değiştikçe bazı
şeyler daha olağan hale geliyor.
Mesela alışveriş merkezinde ayakları çıplak dolaşan ya da çorapla
dolaşan bir çocuk gördüğümde asla yadırgamıyorum.Önceden olsa "Var ya
alırım zorla kucağıma,eşek gibi giydiririm ayakkabısını." diyen ben, şimdi
kesin sendrom dönemlerinde diyebiliyorum.Hele annesi ilgilenmez bir tavırda ise
"Zavallı kadıncağızı delirtmiş ki,kadıncağız artık pes etmiş, kendi haline
bırakmış." diyorum.
Önceden böyle saçı başı karışık çocuk gördüğüm "Ayol çok mu
zor şu sabinin saçını toplamak?" derdim.Zor annem,zor evladım.Önce çocuğu
ikna edeceksin,hadi ettin zinhar taramayacaksın,böyle eline ne gelirse gelişine
takacaksın tokayı.İyi gününe gelirse; iki kulak yaptırmak,örgü ördürmek falan
isterse öyle orasıymış burasıymış,yok tam ortadan ayıramadım diye şansını
zorlamayacaksın.
Mağazada,sağda solda tatlı bir anne gördün, avazı çıktığı kadar
bağIrıyor hemen derdim "Ay yazık ya çocuğa toplum içinde azar işitiyor
vs." Baktım ki annesi "Berkkeeeyyaaahhh oğlum Allah aşkına indirme
raflardaki şeyleri ,hadi annem gel çıkalım,hadi bebeğim" diyor. Peşinden
(Berke kıyafetleri yere savurmaya devam eder) "Bana bak Berke şimdi
alacağım ayağımın altına çık çabuk şuradan!" derse veya Berke oyuncakçıda
oyuncak tutturuyorsa ve kadın bir kaç sabır cümlesinden sonra bağırıyorsa;ortamı
hemen terk edeceksin ya da hiç yokmuşlar gibi davranacaksın.Mağazadan dağınık
bırakıp çıktılarsa asla kınamayacaksın.Kadıncağız daha fazla delirmek
istemediği için kaçmış olabilir fikri aklının bir köşesinde olacak.
Bazı anne babalar çocukları ortalığı berbat etse de göz yumar işte
onlar en delirdiğimdi.Anne olmadan önce içimden geçirirdim "Neden her
dediğini yapıyor,yapmasın.Aman azıcık ağlasın ,ölmez ya!" Şimdi böyle
sabırla çocuğun nazı ile oynayan ya da delirmek üzere olsa bile "Tamam evladım
ağlama gel yapalım ne istiyorsan ,yeter ki ağlamadan söyle hadi annem,tamam gel
lego alalım,üzerine dondurma,tamam ne istersen söz alacağız!" diyen aman
çocuğu sakin olsun diye elinden geleni yapmaya çalışan bir anne gördüğümde asla
çok şımartıyor demiyorum.İçimden diyorum:Ya çocuk krizli döneminde he diyorlar
ya da artık pes etmişler.
Mesela 3 yaşında gelmiş ağzında emzik gördüklerime "Ooo hale
emiyor derdim içimden." İşte görünce öyle de ardında ne sorunlar yatıyor
bilemezsin.Kimisi bırakmaz,kimisi uğraşsa da olmaz,kimisinin kriz dönemidir
müsamaha gösteriliyordur vs vs...
Oooo 4 yaşında geliyor hala mı bezleniyor dedim mi bittin,başına
gelir eşek gibi uğraşırsın.Şekil a ben..Belki ciddi bir travma yaşadı bezi
bırakamıyor,belki kabız olduğu için korkuyor,belkide nice ailesinin uğraştığı
ama başaramadığı sebep var arkasında..O yüzden kimsenin bezine,çişine,kakasına
laf atmayacaksın.
Mesela bir bebek gördünüz ,yaz günü üzerinde uzun kollu ayaklı
tulum,üzerine merserize battaniye hatta yetmemiş AVM'de klimadan üşümesin diye
ana kucağının üzerine bir de ince kumaş örtülmüş.Çocuk hava alsın diye kenarı
azıcık açık bırakılmış.Ben önceden bunu gördüğümde "Allah aşkına çocuk
buhran geçirecek!" derdim.Böyle gidip çocuğu soyasım gelirdi.Sonra ne mi
oldu: Lina yoğun bakımdan çıktı, her dakika hasta olmaya müsait bir bağışıklık
sistemi var ve biz onu hep sarıp sarmaladık.Gerçi kış bebeğiydi ama şimdi
düşündükçe çocuğun deli gibi kış günü isilik dökmesi bizim acayipliğimizmiş.Ve
bu konuda şunu da öğrendim.Artık öyle insanlar gördükçe nasıl olsa bildiklerini
okudukları için karışmamayı ve yaşayarak öğrenmeleri gerektiğini
biliyorum.Anlayacak biri ise bir kez uyarıyorum.
Böyle helikopter annelere de uyuzdum.Çocuğu parka götürmüşsün
"Kızım düşersin!" aradan beş dakika geçer "Yavrum kumlarla
oynama kedi köpek çişini yapıyor !" "Kızın hızlı sallanma !"
"Kaydıraktan çıkılmaz düşersin !" vs gibi bir ton park ikazı-gençken
parkta tek derdi arkadaşlarla muhabbet etmek olan bir dönemimdeyken -sinirime
dokunurdu.Sonra ne mi oldu: Bir gün kendimi o kınadığım anneler gibi çocuğun
her hareketine karışırken buldum,hatta parkta sürekli bıdı bıdı konuşan tek
anne bendim.O an dedim ki:Kendine gel!!
Çocuk yapmadan önce doğum yapanların yanında gittiğimde ya da
kendim doğum yaptığımda her şeykarışan akrabalara sinir olurdum.Herkesin
aklında bir ses çıkardı ve acemi annenin kafası fazlası ile
karışırdı."Aman kızım sarı tülbent koy sarılık olmasın."
"Aman kızım ne bulursan ye sütün bol olsun." vb. şehir
efsaneleri ile saçmalayanların yanında durmaktan sinir gelirdi.Arada mantıklı
bir şey için karışan kişileri bile dinlemez hale gelirdin.Şimdi tıpkı kalın
giydiren annelere karışmadığım gibi deneyimlerime rağmen yeni bebek doğurmuş
bir anneye akıl vermekten kaçınırım.Mantıklı olsa bile sormadıkça ikaz etmek
istemem.Çünkü sinir bozucu bir hal alıyor.
Ve hayatımda asla yapmayacağım ve evet şiddetle kınadığım bir
hadise de şudur ki:İlk çocuğundan ne kadar acemi,evhamlı,telaşlı olduğunu
unutup sana "Ay amma abarttınız!" "Ay buldumcuk oldunuz!"
"Ay her şeyiniz bu çocuk oldu,tek siz mi anne-babasınız." "Ay
her öksürdüğünde doktora mı gidilir.?" diyen ve kendi ebeveynliklerinin
ilk zamanlarını unutup seni beğenmeyen tipler.Asla onlar gibi olmayacağım.
Özetle hayat göründüğü gibi olmayabiliyor.Bunlar aslında kınamak
değil de "yaşamadan bilememek". İşin kilit noktası empati.İnsan anne olunca bazı şeyleri
deneyimliyor ve aslında bunların çocuklu hayat içinde ne kadar olağan şeyler
olduğunu fark ediyor.Önemli olan kendi başına gelmesine rağmen başkasına anlayışlı
olabilmek.Çünkü bazıları yaşasa da hala kınayabiliyor.Tabi bu hayat içinde
hepimizin yaşamadan yadırgadığı bir çok şey var.Var değil mi? Sizin de vardır
kesin..
Not:Tabi bunlar çok daha havai iken düşündüklerimdi bazı şeyleri olgunlaşınca da anlamdırabiliyor insan...
Ben de eskiden toplu taşıma araçlarında zırıldayan çocuk gördüğümde gidip çocuğu korkutur susturmaya çalışırdım. anne de zavallım bir şey diyemezdi. Şimdi ağlayan bir çocuğa başkası tarafından müdahale edildiğinde atmaca gibi ortaya atılıp sen de annenden böyle doğmadın herhalde, sen de ağladın, bu sıkışıklıkta biz bunaldık çocuk ne yapsın haklı ağlamakta derken buluyorum kendimi :)
YanıtlaSilKatılıyorum hemde her bir cümlesine.... önceden pazarda bebek arabalı kadınları görsüğümde gıcık olurdum cocukla pazarda ne işleri varsa derdim.. öyle değilmiş.. o yavruyu bırakıp cıkacak kimsen yoksa onuda alıp pazara gitmekmiş annelik... anne olunca anladımm ;)
YanıtlaSilAslında yaşayarak tecrübe ettiklerini bir adım öteye taşıyabiliriz. Çocuk ve ya anne olup olmaması farketmez her insan için kolayca yargılamaya hazır durumdayız. Yolda gördüklerimiz, tanıdığımız ama iç dünyasını bilmediğimiz herkes her insan için ön yargılarımızdan kurtulmalıyız. Herkesin hayat deneyimleri farklı, sergilediği tavırlar için kendince haklı bir sebebi olabilir ve en önemlisi bunların içinden kimisi tavsiye almaya açıktır kimisi de hiç değil.
YanıtlaSil