Çocuğunuz sürekli ağlıyor ve mutsuz mu?
İnsan özlüyor bloğunu;yazmayı,paylaşmayı... Ben de özlemişim.Ülke durumları sebebiyle zaten bir süredir uzak kalmıştım sonrasında bir haftalık bir tatile çıktık derken buralar oldu mu sana dutluk.
İçimden de pek bir şey gelmiyor ama böyle öksüz kalınca da üzülüyorum.Yazmak istediğim,taslağa attığım öyle çok konu var ki, bazen yolda giderken ya da bir işle uğraşırken kelimeler akıp gidiyor bir konu ile ilgili ama klavye başına geçince neydi ki acaba diyorum.
Neyse....
Sabah erkenden kalkıp işe gelmek,gün içinde bir çok şeyle uğraşmak arada bizim whatsapp lobilerine laf yetiştirmek, e az biraz sosyal medya takip etmek,malum içinde sürekli hüzün olan kahrı bela bir ülkede yaşıyor olmak vb. derken kafa sepet olmuş bir şekilde eve gidiyoruz.Akşam 18:00'de mesaim bitince bir koşu tramvaya yetişiyorum.Ayakta yolculuk yapmak çok zor bir de bunun yanında ayakta minibüs yolcuğu da eklenince eve posam kalıyor.
Evde yemek vs gibi ev işleri bir yana dursun beni hasretle bekleyen bir çocuk olunca devrilip yatmak ne mümkün.Böyle olunca o okulda olmanın ve anne-babasını özlemenin hasreti ile kuduruyor; biz günün,şehrin,trafiğin verdiği yorgunluk ile tahammülsüz oluyoruz ve al sana aile içi kaos.
Son zamanlarda kendimi fazlaca yüksek tonda bağırır halde buluyordum bu da Lina'yı had safhada olumsuz etkiliyordu.O, ben bağırdıkça inatlaşıyor; ben, o yapmadıkça sesimin tonunu yükseltiyordum derken bir kısır döngü içinde kıvranıp duruyorduk.Ağlama krizleri asla memnun olmayan bir çocuk ve sürekli mutsuz ebeveynler.
Çevremize göre fazlaca uyumlu,sakin bir çocuğa sahip olduğumuz salık verilse de biz zaman zaman kendimizi ne yapsak da bu durumdan kurtulsak diye kara kara düşünürken buluyorduk.Ta ki arkadaşlarımız bize geldiği gün durum son sinyallerini verene dek harekete geçemedik
Benim tüp bebek yaptığım dönemden beri tanıdığım ve dost olduğum Şebnemler bizdeyken Lina babasına söylediği bir şeyi babası anlamadı diye kendini yerlere attı,saatlerce balkonda ağladı,ben sakinliğimi korumaya çalıştığım anda kontrolümü kaybettim,ona kızdım o daha beter ağladı.Ne babası ne ben onu sakinleştiremedik.En sonundan balkonda üşüyor diye banyoya aldım ama deli gibi kendini yerlere atıp balkona koştu yeniden.
Sonunda Şebnem bizleri uzaklaştırdı ve Lina'yı sakinleştirdi.O an bir başkasından medet umması,bizim onu anlayamamamız bize o kadar koydu ki o gece uyuyamadık resmen.
Sonra "yavaşladık" sevgili Pınar'ın "Yavaş Ebeveynlik" kitabı da tam bu sırada geçti elime.Bir çırpıda okudum,mükemmel bir kitap bence.Detaylarına ayrıca ineceğim ama beni kendime getirdi.
Demem o ki her çocuğun bir yaradılışı var.Evet bazı şeyler fıtratında yoksa zembille indirsen de olmuyor ama çocuğun ruh hali ve davranışları bizim yansımamız."Asla..! Ya ne alaka, biz gayet sakiniz ve bilinçliyiz ama o yine tuhaf ! falan diye içinizden geçiriyorsanız; hatta bunun peşine 'yaşamadan bilemezsin canım,öyle şeyler yaşıyoruz ki bizden bağımsız çocuk deliriyor!" diyorsanız.orada bir dur sevgili okuyucu.
O işe öyle değil! Ya sen her şeyi bildiğini sanıp bir yerde feci bir hata yapıyorsun ya da gerçekten zamanında destek almışsın ,öğrenmişsin vs ama bildiklerini iyi uygulayamıyorsun.Çünkü bizde ayyyynennn öyle oldu.Zamanında Lina'nın araç fobisi varken pedagojik destek aldığımızda bir çok şeyi öğrendik hatta pedagogumuzun çoğu zaman bizimle ailecek de görüştüğü için ufak çaplı aile terapisi bile gördük.Bunun yanında çocuk gelişimi ve kişisel gelişim ile ilgili bir çok kitap okuyoruz ama bilmek ile uygulamak öyle farklı ki dostlar bazen dağlar kadar bilgin olsa uygulayamadığın için nafile oluyor.
Bu noktada ne mi yapacaksın, acil alarm vereceksin..!!!
Nasıl bu veriliyor bu alarm.İşte şöyle ya da şöyle söyleyeyim biz de böyle oldu.
Bu arada kitabı "Yavaş Ebeveynlik" ile silkelenmemi sağlayan sevgili Pınar Mermer'e kocaman sevgiler...
İçimden de pek bir şey gelmiyor ama böyle öksüz kalınca da üzülüyorum.Yazmak istediğim,taslağa attığım öyle çok konu var ki, bazen yolda giderken ya da bir işle uğraşırken kelimeler akıp gidiyor bir konu ile ilgili ama klavye başına geçince neydi ki acaba diyorum.
Neyse....
Sabah erkenden kalkıp işe gelmek,gün içinde bir çok şeyle uğraşmak arada bizim whatsapp lobilerine laf yetiştirmek, e az biraz sosyal medya takip etmek,malum içinde sürekli hüzün olan kahrı bela bir ülkede yaşıyor olmak vb. derken kafa sepet olmuş bir şekilde eve gidiyoruz.Akşam 18:00'de mesaim bitince bir koşu tramvaya yetişiyorum.Ayakta yolculuk yapmak çok zor bir de bunun yanında ayakta minibüs yolcuğu da eklenince eve posam kalıyor.
Evde yemek vs gibi ev işleri bir yana dursun beni hasretle bekleyen bir çocuk olunca devrilip yatmak ne mümkün.Böyle olunca o okulda olmanın ve anne-babasını özlemenin hasreti ile kuduruyor; biz günün,şehrin,trafiğin verdiği yorgunluk ile tahammülsüz oluyoruz ve al sana aile içi kaos.
Son zamanlarda kendimi fazlaca yüksek tonda bağırır halde buluyordum bu da Lina'yı had safhada olumsuz etkiliyordu.O, ben bağırdıkça inatlaşıyor; ben, o yapmadıkça sesimin tonunu yükseltiyordum derken bir kısır döngü içinde kıvranıp duruyorduk.Ağlama krizleri asla memnun olmayan bir çocuk ve sürekli mutsuz ebeveynler.
Çevremize göre fazlaca uyumlu,sakin bir çocuğa sahip olduğumuz salık verilse de biz zaman zaman kendimizi ne yapsak da bu durumdan kurtulsak diye kara kara düşünürken buluyorduk.Ta ki arkadaşlarımız bize geldiği gün durum son sinyallerini verene dek harekete geçemedik
Benim tüp bebek yaptığım dönemden beri tanıdığım ve dost olduğum Şebnemler bizdeyken Lina babasına söylediği bir şeyi babası anlamadı diye kendini yerlere attı,saatlerce balkonda ağladı,ben sakinliğimi korumaya çalıştığım anda kontrolümü kaybettim,ona kızdım o daha beter ağladı.Ne babası ne ben onu sakinleştiremedik.En sonundan balkonda üşüyor diye banyoya aldım ama deli gibi kendini yerlere atıp balkona koştu yeniden.
Sonunda Şebnem bizleri uzaklaştırdı ve Lina'yı sakinleştirdi.O an bir başkasından medet umması,bizim onu anlayamamamız bize o kadar koydu ki o gece uyuyamadık resmen.
Sonra "yavaşladık" sevgili Pınar'ın "Yavaş Ebeveynlik" kitabı da tam bu sırada geçti elime.Bir çırpıda okudum,mükemmel bir kitap bence.Detaylarına ayrıca ineceğim ama beni kendime getirdi.
***********************
Önce kendimiz tamir ettik,karı koca biraz baş başa zaman geçirdik.Biraz enerji depolayınca bir çok şeyi yapmaya mecalimiz oldu.Daha tahammüllü olduk en basitinden.Biraz görmezden geldik bazı şeyleri,ortalığı batırması,ağlaması,saçma sapan şeyler istemesi falan.Sonra ufak çaplı bir tatile gittik ve bingo.Çocuk daha sakin ve daha anlayışlı hale geldi.
************************
Demem o ki her çocuğun bir yaradılışı var.Evet bazı şeyler fıtratında yoksa zembille indirsen de olmuyor ama çocuğun ruh hali ve davranışları bizim yansımamız."Asla..! Ya ne alaka, biz gayet sakiniz ve bilinçliyiz ama o yine tuhaf ! falan diye içinizden geçiriyorsanız; hatta bunun peşine 'yaşamadan bilemezsin canım,öyle şeyler yaşıyoruz ki bizden bağımsız çocuk deliriyor!" diyorsanız.orada bir dur sevgili okuyucu.
O işe öyle değil! Ya sen her şeyi bildiğini sanıp bir yerde feci bir hata yapıyorsun ya da gerçekten zamanında destek almışsın ,öğrenmişsin vs ama bildiklerini iyi uygulayamıyorsun.Çünkü bizde ayyyynennn öyle oldu.Zamanında Lina'nın araç fobisi varken pedagojik destek aldığımızda bir çok şeyi öğrendik hatta pedagogumuzun çoğu zaman bizimle ailecek de görüştüğü için ufak çaplı aile terapisi bile gördük.Bunun yanında çocuk gelişimi ve kişisel gelişim ile ilgili bir çok kitap okuyoruz ama bilmek ile uygulamak öyle farklı ki dostlar bazen dağlar kadar bilgin olsa uygulayamadığın için nafile oluyor.
Bu noktada ne mi yapacaksın, acil alarm vereceksin..!!!
Nasıl bu veriliyor bu alarm.İşte şöyle ya da şöyle söyleyeyim biz de böyle oldu.
- Öncelikle karı-koca bu ara ebeveynlikte çuvalladığımızı kendimize itiraf ettik.
- Bu konuda bildiklerimizi gözden geçirdik.
- Bildiklerimizin ne kadarını uyguluyorduk bunu sorguladık ama en acımasız halimizle hatta bir gece oturup birbirimizi eleştirdik.
- Bildiklerimizi uygularsak bunun bizi çözüme ulaştırıp ulaştıramayacağını sorguladık.
- Eğer tam anlamı ile uygulayamazsak yardım alacağımıza dair karar verdik.
Bunların neticesinde şu sonuçlara vardık.Evet bildiklerimiz bizi ve çocuğumuzu huzura götürebilirdi ama bizim bunları uygulayabilirlik oranımız had safhada düşüktü,dolayısı ile Lina sürekli kriz halinde bir çocuk olmaya başladı,biz çok bunaldık ve üzüldük.Bundan sonra şunları yapacaktık.
- Öncelikle yavaşlayacaktık; aktivite,toplaşma,misafir ,gezme tozma işlerini azaltıp bir süre ailecek takılacaktık.
- Bunun yanında sadeleşecektik ;bizi yoran ve yapmamızın çok da elzem olmadığı işleri eledik ya da bu konuda yardım aldık.(Temizlik,yemek,çok kıyafet yorgunluğu ,çok eşya sıkıcılığı vs)
- Ve mutlu zamanları arttıracaktık;Ailecek maketler yapacak,ailecek parmak boyasına bulanacak,ailecek kek çırpacak ve ufak bir tatile kaçacaktık.
Bunların hepsini yaptık.Bir süre kendimizle ile vakit geçirdik.Bizi yoran işlerden ve eşyalardan vazgeçtik belki evi daha az temizledik ama daha mutlu olduk.Ne olur daha düzenli olma ve daha mükemmel olma huyumuzdan vazgeçsek dediğimiz noktada rahatladık.Ailece bol etkinlik yaptık,baktık Lina cıvamaya müsait hemen duşa soktuk,he bir de unutmadan Lina kum ile oynayınca aşırı rahatlayan bir çocuk bol bol parka çıktık ve kumlarla oynadık.
Olayda püf noktası şu: Bildiklerini uygula,uygulayamıyorsan defalarca yapmış olsan da yeniden yap ve yardım al...Bazen çok bilmek bildiklerimi yapabiliyoruz demek değildir.Hatta zaman zaman yapamadığımız görmek istemeyiz ya da yaptığımızı zannederiz.Biz bunun içinde bir takvim yaptık.Yaşadığımız her güne tüm objektifliğimiz ile ilgili yorumlar yazdık genel duruma göre de ya gülen surat çizdik ya da üzülmüş surat..
Zamanla gülen bir takvimimiz oldu..Dün Lina'ya bağırdığım için ondan özür diledim o da benden ,akşama da takvime hem gülen hem gülmeyen surat çizdik..Bana "Anne neden gülmeyen surat çizdin?" diye sordu ben de "Hani bugün sana bağırdım ya o yüzden." dedim.Tıpkı bazen yanlışlıkla bir şey yaptığında benim ona dediğim gibi "Canım annem arada olur öyle şeyler ben seni çok seviyorum!" dedi ve sarıldı.
Normalde bağırma sonrası uzun süren tirp atma,asabi olma,oyuncakları yerli yersiz dağıtma gibi olumsuz davranışlar ortadan kalktı çocuğa tahammüllü olunca o da bizim yanlışlarımızı tolere eder hale geldi.
İşte bizde yeni durumlar böyle canlar ..
MUTLU GÜNLERİMİZ OLSUN..
Bu arada kitabı "Yavaş Ebeveynlik" ile silkelenmemi sağlayan sevgili Pınar Mermer'e kocaman sevgiler...