9 Nisan sizin için ne ifade eder bilmiyorum; ama benim için hayatımın dönüm noktası,huyumun değiştiği,bedenimin değiştiği,kötü şeyler yaşadığımı sandığım ama uzun vadede kişisel gelişimime en büyük katkısı olan olayla yüz yüze geldiğim günün yıl dönümü.
11:20 tam 5 sene önce bu saatte ameliyattan yeni çıkmıştım.Şiddetli ağrı ile herkese "Ben asla çocuk yapmayacağım ,sezaryen çok kötü bir şeymiş!" diye defalarca söylemişim.
O dakikalardan kısa bir süre öncesine gidersek:
Arkadaşlarım kapı önünde ağlarken,eşim ve ailem bahçede ağlarken,annem acilde şekeri 300 olmuş yatarken ben narkoz etkisiyle sayıklamaya "Rahmimi aldılar mı?" diye sormaya takat bulmak için ağzıma bir parça su versinler diye sağ sola yalvarıyordum.Kimseye söylemesem de sağlık sektörünce çalışmanın da verdiği bilinçle, ameliyat öncesi yapılan tetkiklerimin tümör belirteçleri için yapıldığını,içimdeki kitlenin tümör olma ihtimalinin yüksek olduğunu,en kötü ihtimalle rahmimi kaybedebileceğimi bilerek ameliyata girdiğim için,ayılırken de sorduğum soru doğal olarak "Rahmimi aldılar mı?" olmuştu.
Ameliyatın beklenenden uzun sürmesinden sonuçlar acaba kötümü endişe taşıyan herkes doktorların çıkıp ameliyat hakkında bir açıklama yapmasını bekliyormuş.İçimde varlığı tespit edilen 8,5 cm'lik tümörün alınıp yumurtalığımın kurtarılacağı umudu ile beklense de ,doktorlar çıkıp "Durumun sandıkları kadar basit olmadığını,endometriozis (çikolata kisti) diye açtıkları yerden büyük bir tümör çıkardıklarını söylemişler.Bunu yaparken sol yumurtalığımı kurtaramadıklarını." anlattıklarında eşimin tek düşündüğü bu kadar gençken başıma gelen bu şey yüzünden çekeceklerim (kemoterapi vs) ve bana bu durumu nasıl söyleyeceği olmuş.
Bu sebepten de ilk sorduğum zaman bana her şeyin yolunda olduğunu ve yumurtalığımı kaybetmediğimi söyleyivermiş.Hayatında yaşadığı en zor ve sonradan en pişman olduğu an olarak ifade eder bu anı.
Ve sonrasında ben kayınvalidemin uyuduğumu sandığı bir anda,bir arkadaşına telefonda söylerken duymuştum olayın aslını.Herkesi odadan kovup bağıra bağıra ağlamıştım.Bir umut içimden kist alındığına inandığım o anda vücudumun ve kadınlığımın bir kısmını kaybettiğimi düşünmüştüm.
O zamanlar yaşayacağımız zorlu günler ve hatalı ameliyat sebebi ile hayatımızın bir anda değişmesi ile miniğime kavuşma planlarımızı biraz erteledik
Bu yaşadıklarımın neden benim başıma geldiğini hiç düşünmedim.Tek merak ettiğim şey içimdeki o kitlenin ne kadar zamandır benimle olduğuydu.İnsanın inançlı olması bir çok şeyi kabul etmesine ve bir sonraki engeli aşmak için güçlenmesine yardımcı olan yegane şey bana göre..
Yumurtalık Kanseri
Dışında kocaman Kanser Hastanesi yazan bir binanın, bu hastalığı yaşayanlar tarafından görüldüğünde, onları üzebileceğini düşündükten bir gün sonra o hastanenin onkoloji bölümünde "Yumurtalık Kanseri" teşhisi almak zor tabi.Ben o dönemde kemoterapi görmeli miyim ya da içimdeki tümörle tüp bebek yapmalı mıyım sorularının içinde göğüslediğim yükün ne kadar büyük olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Hayat denen şey bize emanet verildi.Biz ona ne kadar sahip çıkarsak,seçimlerimizi ne kadar doğru yaparsak o kadar gülüyor bize.Bir nevi "Ne ekersek,onu biçiyoruz." fakat bizim irademiz dışında yaşadığımız şeyler var. Onların bizim için bir imtihan olduğunu ve yaşanacak ne varsa elimizden geldiğince doğrusunu yapmaya çalışarak yaşamamız gerektiğini bilmemiz elzem.Kahretmenin ve isyan etmenin bir faydası olmadığını biliyoruz.Bu sebeple başımıza gelenlerle barışık yaşıyoruz ve kaygılarımı minimize edip önümüze bakıyoruz.
Kontrol takibimi yapan doktorlarımdan biri Sevgili Prof. Dr. Tugan Beşe "Siz hastalığınızı kanıksamışsınız bu saatten sonra ancak siz izin verirseniz size bir şey olur.Bana yaşananları çok rahat özetlediniz ve kanser kelimesini hiç çekinmeden kullanabildiniz.İlk zamanlar anlatırken bile ağladığınızı ve ameliyat olduğunuz hastanenin önünden geçemediğinizi düşünürsek,kısa zamanda büyük bir gelişme gösterdiniz.Bence bu iş bitti.Kontrollerinizin arasını açabiliriz." demişti.
Demem o ki herkesin kontrol mekanizması farklı, kimi tamamen benimseyerek, kimi hiç bahsetmeyerek yapıyor bunu.Kimi yoga reiki yapıyor,kimi namaz kılıp ibadet ediyor.Neticede inançla her şey oluyor.Ben yaşadığım her şeyin altında bir sebep olduğunu düşünüyorum.
Tüten her zaman der: Yaşadığımız şeyler bizim kişisel gelişimimizi tamamlamamız için bir sınav.Ben bu sınavda 5 senedir var olmama rağmen daha gelişimimi tamamlayamadım.Bu sağlık sıkıntısı yüzünden bir süre çok kaygılı oldum ve bunu çocuğuma da yansıttım.Ne zaman ki işler tersine döndü kaygıların kaygıları getirdiğini öğrendim, işte o zaman silkelendim.
Bu yazıyı bu sebepten yazıyorum:
Hayatınızda yaşadığınız şeylerin size yansıması mutlaka olacak ama bunu en aza indirmek,etkilerini kendinize ve çevrenize en az şekilde yansıtmak sizin elinizde..İnsan inanırsa patolojik hastalıkların gerilemesine sebep olacak kadar güçlü bir inanç sistemine sahip,sadece kullanmasını bilmek lazım.
Biz önce Allah'a sonra kendimize inanarak bu güzel yavruya kavuştuk. Kavuşamasaydık bu da bizim için bir sınav olacaktı.Şükür ki mevlam nasip etti.İsteyen herkese de nasip etsin.
NOT:Hastalığımı öğrendiğimde hiçbir sağlık sıkıntım yoktu ilk defa gittiğim kontrolde ortaya çıktı.Lütfen jinekolojik kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Nice mutlu yaşlara ve çok geçmiş olsun...
YanıtlaSilSağlıkla, canla imtihan olmak çok zor gerçekten. Rabbim büyük acılardan korusun.
YanıtlaSilCanımla bir imtihan yaşamıştım ama sizinkinden farklı. O zaman kendimle mücadelem başladı. Bir gün sohbette dinlemiştim, Rabbim sevdiği kullarına dert verirmiş. En büyük destek inanç, Rabbimize sığınmak güçlendiriyor, kuvvetlendiriyor. Rabbim korktuklarımızdan korusun bizleri.
Hayırlı sağlıklı ömürler nasip etsin.
Geçmiş olsun canım, çok güzel yazmışsın. başka hiçbir sorun çıkmasın inşallah. Çıkmaz zaten sorunlu yeri almışlar. Sana daha önce de dediğim gibi bal yanağa kardeş istiyorsan arayı fazla açmadan hallet o işi ve herşeyi aldır. Ben şu anda son 6 ayda yaşadığım 2 büyük ameliyattan sonra keşke 5 yıl önce kızların sezaryeninde içinde kanserl tümör olan kalan tek yumurtalığı aldırsaydım diyorum. Allah korusun çocuklarda bir hastalık olur da ilik nakli için bebek yapmak gerekirse diye aldırmadım ama bir yerden sonra da kanser hastası olduğunu kabul etmek ve küçümsememek gerekiyor. Tabii benim daha ciddiydi çünkü 2 yumurtalıkta da kanserli tümör vardı ve biri alınmış, diğeri vücudumda 5 yıl bırakılmıştı.Diyeceğim o ki bazen de kadın olarak kendimizi düşünmemiz gerekiyor ben bunu yapmadım ve 2 büyük ameliyat olmak zorunda kaldım.Keşke olmasaydım. Zaten 4 çocuk doğurup annelik görevimi fazlasıyla yerine getirmiştim ama hala daha da fazlasını yapmak istiyordum. Bir yerde fedakarlık olayına dur demek gerekebiliyor. Bundan sonra hep sağlıkla mutlulukla hayatın tadını çıkart inşallah. Bal yanağı da benim için öp.
YanıtlaSilcanım benim iyi ki varsın ve iyi ki sagliklisin hep ol
YanıtlaSilCanım Rabbim bir daha yasatmasin musmutlu gunleriniz olsun sevdiklerinle :-)
YanıtlaSilYazinizi okudum, firsat buldukca takipdeyim, gelecek ve gorecek kim bilir daha ne guzellikler var sizin icin...
YanıtlaSil