İşte böyle geldi bize 2014

O kadar yoruldum ki artık! Evet biliyorum daha beterleri var,devasız dertler var ama insan yaşadığını biliyor.

Lina okula başladığı eylül ayından beri hep hasta.Önce basit nezleler ağır griplere dönüştü sonra krup denen bir illetle tanıştık.Vücuda giren ve girdiği andan itibaren insanın yakasını bırakmayan illetle.Kuru öksürük ile başlayan sonra tıkanarak öksürük komasına girdiğin,bazı zamanlar kusturacak kadar öksürten ve kendini nebulizatör ile başbaşa bulduğun ve asla ama asla peşini bırakmayan bir hastalık..Bir ÜSYE türü ama kronikleşen ve insana yapışanından.



Daha sonra bir gün çocuğumun bakmaya kıyamadığım gözlerinden iltihaplar akmaya başladı sarı sarı "Ayy ne oluyor!" demeye kalmadan iltihaplar yeşile döndü göz kapandı vs. derken öğrendik ki konjonktivit olmuş ve bu hastalık da kronikleşen insanı olduğu zaman yakalayan ve sürekli tekrar edebilen bir hastalıkmış.Öyle fena bir hastalık ki göz iktihap akıtarak şişiyor,kaşınıyor ve kapanıyor.Küçücük çocuğa göz damlası  sıkma sırasında yaşadığımız travmayı anlatamam bile.Ellerimize yapışıp "Anne yanıyor, annem yanıyor, annem ne olur sıkma annem, babam bırak babaaam!" diye yalvarırken ona damla sıkmaya çalışmak;gözü her kapandığında kurumuş iltihap gözünden aksın da gözü açılsın diye sokup yıkamak zorunda kalmak,peşinden üşütmesi ve hasta olma silsilesi.....




Arada yaşadığımız şiddetli kabızlığı diyemiyorum bile! Kabız eşliğinde yaptığımız lavmanları,evin ortasında çocuğumun "Acıyor annem yanıyor!" diye inlediğini,yediği minicik bir şey alerji yaptı diye kabızlık eşliğinde perişan olduğunu...

Bunun yanında benim dün gece tüm hüclerime yayılan ağrılar,bademciklerimin birbirine yapışması ve tiremeyle ateşi aynı anda yaşamam.

Tam "Hay ben bu uğursuz 2014'ün..!" diyecektim kiiiii sabah zar zor hazırladığım kahvaltı masasına oturan Lina'nın sandalyesi masadan uzaklaşarak kayınca masaya tutunmak isteyen çocuğum masadaki tabakla birlikte yere düşmesi hem de ayakları sandalyede kafası "Gümmm! " sesi eşliğinde yerde ve altında kırık tabak parçaları..Çocuğu kucağıma alana kadar aklıma gelenler,bir yerine girdi mi girmedi mi düşüncesi...Hastalık üzerine bir de tabsiyonumun düşmesi..Al işte sıyırma noktası..


  
Hemen arnica sürdüğüm için pek belli olmuyor ama başının köşesi bayağı şişti

Çok üzüldüm tabi çocuk yere kapaklanıp yüzü yere yapışınca,öyle alnı şişip perişan  halde ağladığı için gözü daha çok iltihap akıtınca artık dayanmadım ben de ağladım.Böyle anıra anıra derler ya aynen öyle.

Sonra gecenin yorgunluğu,yaşanan psikolojik yorgunluklar ben yatağa serildim, ukuzum koynumda oyuncakları ile oynadı..Eşimin bırakıp gelemeyecek büyüklükte bir işi vardı annem yanımızda diye içi rahattı ama annem ayrı alem.Ben de yarı uyur yarı uyanık yatakta onu seyrettim sonra o da uzandı yanıma anne-kız bu saate kadar uyumuşuz..

Ee ne yapalım biz 2014'e böyle başladık her şeye rağmen hayatı bir şekilde yaşıyoruz.Rabbim kimseyi çekemeyeceği dertle imtihan etmezmiş.

Özetle Gelsin 2014,bildiği gibi geldin.İşimiz bu,yaşamak!

Rabbime isyan etmiyorum! Asla da etmem yine de halimize binlerce kez şükürler olsun..Hastanelerde şifa arayan devasız dertlerle boğuşan insanlar var diye bunları yazmaya utanıyordum ama hani "Yazmasaydım çatlardım!" dedikleri durum içindeyim.Evde bir tas bir şey yok,her yer her yerde şu saat oldu daha yeni uyandık!

NOT:Sabahtan beri arayan,soran,tweet atan herkese sonsuz teşekkür ancak kalktık kendimize gelip dışardan bir şeyler söyleyeceğiz..Sorduğunuz için sağ olun canlar...