Korku...





   Bu arlar ters giden bir şey var,dün gece babası da bende uyumadık.Lina bundan yaklaşık 2 hafta önce onu top havuzuna götürmemi istedi.Bende hazırladım ve taksiye bindik,aslında o an çok uykusu vardı.Taksiye biner binmez ağlamaya "Anne ben ditmicem,eve didicem." demeye başladı.Taksi şoförüne bakıyor kafasını bana doğru çeviriyor korkmuş gibi daha çok sıkı sarılıyor ve inmek istediğini defalarca söylüyordu.Bende "Eve geri dönüyoruz" dedim şoföre ama sahil yolunca olduğumuz için Bakırköy girişine kadar devam edip eve öyle dönmek zorunda kaldık ve Lina bu sırada daha beter ağladı.

   O gün bugündür babasının arabası hariç hiçbir arabaya binmek istemiyor.Bilenler vardır Lina resim yaparken bebekliğinden beri otobüs çizdirir.Toplu taşıma araçlarına bayılır.Doktorumuzun 4. kattaki odasında ağladığında yoldan geçen mor otobüsü görünce susar vs.ama şimdi asla minibüse binmek istemiyor ömründe bir kere binmişti ikinci kez bindireyim dedim kıyamet koptu.

   Ben bu tepkilerin hepsi geçer sandım ta ki dün geceye kadar.Aslında fırtına öncesi sessizlikmiş.Cumartesi öğlen saatlerinde Marmara Forum AVM'ye giderken taksiye binecektim istemedi hatta önce gitmek konusunda da diretti.Neyse eve yakın diye yürüdük.O an konu öyle kapandı.Dün gece dayısına gidecektik dakikalarca gitmek istemedi sırf arabaya binecek diye."Pembe arabamla gidelim" diye ağladı hep.Baston pusetine binip gidecekmiş.

  Öyle böyle derken ikna ettik. Ağabeyimlere kadar sesi çıkmadı bunda yolda Pepee'yi açmamın da etkisi var kesin.Bu şekilde taa Başakşehir'e geldik.Dayısında,oynadı;eğlendi,kuzeniyle kudurdu.Gece olup eve gideceğimizi duyduğu anda mızırdanmaya başladı "Ditmicem ben buyda kalcam" diye.Sırf arabaya binmemek için.Tabi arabaya bindik,eve dönmek zorundaydık.Sonra bir ağlamaya başladı ama ne ağlama,çocuk resmen su içinde kaldı.Saçları banyodan yeni çıkmış gibi.Korkuyor,kendini kasıyor,uykusunun da aşırı gelmesi sebebiyle daha bir huysuz;kendinden geçiyor,babasına bana gözlerini kapattırıyor,elimizi yüzünden çekmemize izin vermiyor,kendini oradan oraya atıyor ve ıkınır derece hatta anırır derece "İnicem arabadan inicem." diye kendinden geçiyordu.Tıransit yoldayız duracak yer yok,dursak su gibi,arabadan inse hasta olacak;eşim perişan ,ben çaresiz...

   Bakırköy'e gelene kadar kendini parçaladı.Son anda %4 şarjımla Pepee'yi açmak geldi aklıma,kapanmasın diye dua ettim çünkü bir tek benim telefonumda bakıyor Pepee'ye.Açtım ama elimizi gözlerinden çekmemize izin vermiyordu.Bakmadı ama sesini duyması bile sakinleştirdi.Hala iç çekiyordu ve gözlerinden sicim gibi yaşlar iniyordu.

   Eve geldik sanki hiç bir şey yok gibi boya kalemini elinde aldı resim çizmeye başladı.Biraz sakinleştiği zaman babası sordu: "Lina,kızım sen neden ağladın o kadar babacığım,biz çok üzüldük.Bize neden ağladığını anlatmak ister misin?" "Ağladım işte!" dedi.Sonra ben yönlendirerek sordum daha rahat cevap versin diye. "Lina bebeğim sen arabaya binmekten mi korkuyorsun?" "Evet annecim." "Neden korkuyorsun kızım o gün ağladığında takside ki şoför amcadan mı korktun?" "Evet annecim" Bende ona konuyu şu şekilde açıkladım."Kızım o amcadan korkmuş olabilirsin ki korkulacak bir şey yoktu ama yinede korkmuş olabilirsin,seni anlıyorum.O amca artık yok,onu bir daha görmeyeceğiz,korkmana gerek yok olur mu?" dedim.O da "Olur" dedi.

   Sarıldık,sevdik."Bir daha taksiye minibüse binecek miyiz Lina?" dedik."Evet binicez" dedi.Bakalım bundan sonra binecek mi ama dün gece öyle üzüldük ki eşimde bende uyuyamadık.

  Bu çocuk neden korkmuş olabilir sizce?Aklımıza tek gelen iki hafta önce bindiğim takside çok ağladığında bir ara bana sık sıkı sarıldı,acaba adam aynadan yada dönüp kötü kötü baktı mı ki?Adam bir ara döndü ama ben çocukla ilgilenmekten görmedim ne şekilde baktığını.

İşte böyle bir hal içindeyiz ne yapacağımı şaşırdım...