Armutludaki son günlerimiz...

Miniğim malum İstanbul' da öyle çok çaya çimene karışamıyoruz dedim ki sabah sen gözünü açar açmaz alayım seni çıkalım çimlere...Aynen öylede yaptık..Koştuk dolaştık oynadık çimlerde.Çiçeklere düşkün olduğunu da bir kez daha kanıtlamış oldum.


Havalarda bir öyle bir böyle...Ama evde oturmak yok değil mi kuzucuk..Yağmur çamur demedik attık kendimizi dışarı,her zaman tam teşekküllü Cevat kelle gibi gezen annen yazlık yere gelirken yanına bere almadı sanma şekerim.Tak bereyi kafaya haydi yavrum çarşıya...Çarşıda gezdik,dolaştık,ekmeğimiz aldık,haydi kahvaltıya derken senin için el vermedi "Anneciğim ben yiyeceğim ama kuşlar aç kalmasın" der gibi kuşlara ekmek verdin.


   Günler geçip gidiveriyor,tatilin bitmesine az kaldı burada her şey daha rahat,seni alıp hemen dışarı çıkabiliyorum,geziyoruz bol bol,deniz yakın olduğu için deniz kenarı yürüyüşleri yapıyoruz.Açıkçası üzülüyorum döneceğimize,evde gününün çoğunu içeride geçirmen beni çok üzüyor.Toprakla uğraşman,kumla oynaman,deniz kenarından olman bunların hepsini elimden geldiği kadarda burada yapmaya çalışacağım kuzum.Sen büyüyorsun ve ben senin beton içinde büyümeni istemiyorum.Havalar sıcakken değerlendirmek lazım...Gezelim bol bol...