Acemi anne bunalımı ve çok bilmişler...

   
  Yeni doğum yaptığım günleri hatırlıyorum,kendimi anneliğe çok hazır,her şeyi çok iyi becerebileceğimi zannettiğim bir dönemdi.Bol kitap okumuş,dergiler karıştırmıştım,uzmanlara danıştığım,arkadaşlardan öğrendiğim kendi araştırıp netten okuduklarımda cabasıydı.Bu bilgilerle 3-4 çocuk bile yetiştirebilirim sanıyordum.

  Bu çocuğun üstü ince bir kat daha giydir--Bu çocuk lahana gibi kat kat giydirmişsin isilik döker sıcağa alıştırma bu kadar.

  Aman anne sütünü bırakma sakın sarılık için sarı bir tülbent koy yanına geçer--Mama ver sarılık aç kalınca çıkar sakın aç bırakma hem emzir hem mama ver.

  Altını her değiştirdiğinde pişik kremi sürmene gerek yok--Altını her açtığına pişik kremi sür bariyer olur pişiği önler.

  Kırkı çıkmadan aman dışarı çıkma sakın başına iş alırsın--Kırk mırk hikaye doktor kontrolünde bile bir sürü çocukla karşılaşacak minik gezintiler yap bir şey olmaz.

VS VS VS......


    O dönemde ki halim çok fenaydı her kafadan bir ses çıkıyordu ve ben hangisinin doğru olduğuna karar veremiyordum,ben karar verene kadar o durum çoktan değişmiş oluyordu.Kendime bir yol bulmak zorundaydım bir kişiyi seçtim kendime eşimin büyük ablasını birde doktorumuzu onlara danışıp ona göre karar veriyordum ki,insan böyle bir durumda kesinlikle bir yol bulmadı.Çıldırma noktasına geldiğim anlar olmuştu.En karışmaz beni anlar rahat bırakır dediklerimin bile "karışmayayım diyorum ama.." ile başlayan cümlere başladığını duymakta ayrı bir hayal kırıklığıydı.

  Bazen kırmadan tamam öyle yaparım diyebilme sabrını gösterebiliyorken bazende hayır canım öyle olur mu diye asla anlamayacaklarını bilsem de kendi fikirlerimin doğruluğunu ispatlama çabasına girdiğim uzun konuşmaların içinde buluyordum kendimi.

  Zaten çok zor bir dönem,bildiğiniz öğrendiğiniz tüm şeyler alt üst olmuş,kendinizi sudan çıkmış balık gibi hissediyorsunuz,bebeğiniz belki ememiyor,belki gece uyumuyor diye zaten insanlıktan çıkmaya başladığınız,kendiniz fazlasıyla yetersiz ve hiç bir işi beceremez hissediyorsunuz.Yavaş yavaş ben bebeğime bakabiliyor muyum onu doğru büyütebilecek miyim korkuları başlamış ve etrafınızda bir sürü değişik fikir,bir çok karışan insan.Ne faydası var peki?..Hiç...

 İşte o an bir göz yaşı seli başlıyor,ağlamaktan başka yapacak bir şey gelmiyor elden,loğusalık sendromu gibi bir şey değil bu,anlaşılamamak insanı her anında kırar çünkü,hele ki kendini bu kadar değişik bir halin içinde bulmuşken..

  Seni anlayan insanların değeri de bir kat daha artar yada bazı şeyleri kırmadan söyleme inceliğine sahip olanların, o ince ayarı güzel tutturanların.Mesela "annesi miniğin çok terlemiş, oda ısısı normal,acaba üstü kalın mı geldi,bir bakmak ister misin,terlemiş mi?.." gibi tatlıca akıl verenler..

  Zaten olayın genelinde,kafası karışmış anneye bir çok akıl verip kafasını karıştıranlar hep bu durumu daha da zor hale getirmiş olurlar çünkü; o anne,en sonunda bildiğini okur.İyi bir şey yaparsa ne ala ama yanlış karar verirse bunun sonucunu sadece kendi değil miniği de çekmiş olur...

  İnsanın doğasında vardır zaten biraz, bir çoğumuz ne kadar problem etmiyor gibi gözüksekte eleştirilmeyi sevmeyiz,hele ki böyle bir durum içinde devamlı eleştirmek 40 yıl öncesinin değişen yöntemlerini o yeni anneye kabul ettirmeye çalışmak moral bozmaktan başka birşey değil.

 Tabi yanlış anlaşılmasın ben deneyimleri olan insanlardan faydalanmamak taraftarı değilim kesinlikle sadece fikirlerini daha kibarca aktaranlardan olmalı diyorum.Yada sen o önerilen fikri yerine getirmek istemediğinde diretenlere,yada çocuğun o ay 1240 gr aldığında bak bu çocuk gelişmedi diyenlere,yada eldiven takmayacağım rahat hareket etsin dediğimde olmaz deyip zorla takanlara,ilk 6 ay su yok dediğimde zorla mutfakta orada burada bebeğe su içirmeye çalışanlara....


  Sanırım yapılacak şey şu hayati anlamda yanlış olan şeylerde insanlar müdahale etmeli bunun dışında anne yardım almak istediği zaman,bir şey sorduğu zaman destek olunmalı yoksa bu kavram karmaşası her iki tarafı da olumsuz etkiliyor.